31 Ekim 2011 Pazartesi

KAHVEM...


Her kahve aynı tadı taşımaz.. Nerede içiyorsan, kiminle içiyorsan ona göre değişir.. Sahilde oturduğun rüzgarlı bir sonbahar günü, en sevdiğin dostun ağlarken kahvenin tadı kederlidir.. Kahve telvesine yüreğinin acısı karışır.. Nitekim dostlarla içilen kahve neşedir.. Kahkahalar köpüklerin üzerinde yüzer.. Tek başına gece vakti balkonda içtiğin kahve yalnızlıktır.. Acıdır tadı.. Ama garip de bir keyfi, lezzeti vardır.. Dostlukla yudumlanan kahve molalarına....

30 Ekim 2011 Pazar

ÖZGÜVEN SAHİBİ ÇOCUK YETİŞTİRMEK...


Şartsız Sevgi Göstermek: Anne babanın en önemli etkileme
aracı, çocuklarıyla olan ilişkisidir. Çocuğa değer veren bir ilişki, doğal
olarak onun özgüvenini artırır. Koşullu sevgi çocuklarda korkular,
bağımlılıklar ve özgüven sorunları doğurur.
Çocuklarınızı yaptıkları şeyler yüzünden değil, kendileri oldukları için sevin.
Kişi ve davranışı birbirinden farklıdır. Bir çocuğun kişiliğini onun davranışıyla karıştırmayın.
Kıyaslamak reddetmektir.
Ben Dili' Kullanmak: Kontrollerini kaybederek çocuklarını
eleştiren anne baba, kontrolü çocuklara vermiş olur. Örneğin, 4 yaşındaki
çocuğunuz oyuncağını yatmakta olan kardeşinin yatağına fırlattığı için
sinirlisiniz. "Sen kötü bir çocuksun!" ya da "Yapma!" yerine, "Sen oyuncaklarını attığında
kendimi sinirli hissediyorum. Ona gerçekten zarar verebilirdin"
diyebilirsiniz. Buradaki mesaj, duygularınızın onun çocuk dünyasına değil onun
belirli davranışlarına yönelik olduğudur.
Dinlemeyi Öğrenmek: Çocukların duyguları, gözlemleri ve algıladıkları dinlenmeye
değerdir. Dinlemek, çocukların öz saygılarını artırmaktadır. Aktif dinlemeyle
aileler, olayları daha çok çocuğun gözünden görmeye başlamakta ve böylece çocuk
da duygularına önem verildiğini anlamaktadır.
Size bir şeyler söylemek istediğinde, gerçekten ona zaman ayıramayacaksanız
uygun olmadığınızı ve ne zaman uygun olacağınızı söyleyin. Çocuklarınızla
aranızdaki ilişkide sahici ve içten olun.
Çocuğun Duygularını Ciddiye Almak: Çocuğunuzun korkularını ve negatif duygularını onu
reddetmektense ciddiye alın. Onları yenmesine ve kendi çözümünü bulmasına izin
verin. Örneğin; korktuğunda, çocuğun korkularını görmezlikten
gelmek yerine ciddiye almalı sabırla dinlemeli ve bunun normal bir duygu
olduğunu açıklamalısınız.
Değerlendirecek Günlük Bir Şeyler Bulmak: Çocuklar kötü bir şey yaptıklarında ilgi çekmek, iyi bir davranışta bulunduklarında da onaylanmak isterler. Yaptıkları her gün yapılan sıradan bir şey bile olsa, değerini artıran yaptıklarının onaylanmasıdır. Bu yaşlarda ""Ayakkabılarını tek başına
giydin"", ""Taşırmadan resmin içini boyadın"" gibi değerlendirmeler, çocukların özgüvenlerinin gelişmesi adına gözden kaçırılmaması gereken davranışlardandır.
Çocukla Yalnız Vakit Geçirmek: Birçok ebeveyn için zaman çok sınırlıdır. Bununla beraber
uzmanlar her bir çocukla yalnız zaman geçirmenin çok önemli olduğunu
belirtmektedirler. Bir pazar sabahı dışarıda kahvaltı edilebilir veya yemekten
sonra parkta küçük bir yürüyüş yapılabilir.
Zaman zaman onun seviyesine inip onun kuralları ve
oyuncaklarıyla oynamak da yararlı olacaktır. Kardeşini kıskanan ve yeni doğan
bebekten dolayı geri planda kalan çocuğunuzla yalnız zaman harcamak için çaba
göstermelisiniz.
Çocuğun Bazı Şeyleri Kendisinin Yapmasına İzin Vermek:
Ebeveynler genellikle çocuklarının yapmakta zorlandığı işleri
üzerlerine alarak onlara yardımcı olduklarını düşünürler. Bu yardım, "Sen
bunu yapamazsın'', ?'Sen yeterince iyi değilsin" mesajlarını verebilir ki
bu da çocuğun kendine olan saygısını azaltır.
Çocuklara, problemlerini çözmek ve kendi yeteneklerini keşfetmek
için fırsatlar da verilmelidir. Yardım istediklerinde, ilk olarak, o işin
üstesinden gelebileceklerine onları inandırarak cesaretlendirmek gerekir.
Örneğin, "Hadi bakalım, şu elbiseni kendin
düğmeleyebilecek misin?" denilebilir. Ya da tabakları masaya götürmesi
istenebilir. Önemli olan performans değil, çaba göstermektir.
Çocuğun Özel Eşyalarına Saygı Göstermek: Anne-babalar, sıklıkla çocuklarına verdikleri oyuncakların ve kitapların kontrolünü elde tutarlar. Örneğin; bir eşyasının atılmasına, çocuktan çok ebeveynler karar verir. Çocuğunuzun o oyuncakla oynama çağının geçtiğini düşündüğünüz
halde, çocuğun ona hala ve belki de yıllarca ihtiyacı olabilir.
Çocuğun Düşüncelerine Saygı Göstermek:
Çocuğunuzun herhangi bir konuda düşüncesini sormanız, onun
duygularının, gözlemlerinin ve algılayışının değerli olduğunu düşünmesini
sağlayacaktır.
Örneğin, yemeğe giderken ne giyeceğinizi ya da öğle
yemeğinde ne yapabileceğinizi ona sorabilirsiniz.
Her zaman çocuğunuzla aynı görüşte olmayabilirsiniz. Ama ona
neden onun görüşünden farklı bir karara vardığınızın sebeplerini açıklarsanız,
düşüncelerinin tamamen faydasız olmadığını anlayabilecektir.
Çocuğun Başarılarını Görmek: Ne kadar küçük olursa olsun her başarısı kabul edilmeli ve
ona başarılı olacağı şeyler bulunmalıdır. Mutlaka, çocuğunuzun iyi yaptığı bir şeyler vardır. Onu
keşfedip, sık sık başarısının altını çizin.
Çocuğun Tercihlerine Saygı Göstermek: Çocuğun kendine olan saygısını artırmanın bir yolu da, onun tercihlerini ve duygularını kabul etmektir.
Ebeveynler, çocukları için eğlenceli veya yararlı olan etkinlikleri önerebilirler. Fakat onu ön yargılı davranmaya zorlarlarsa, çocuk kendisinin yeterince iyi olmadığı mesajını alacaktır.
Sevgiyi Fiziksel Olarak İfade Etmek: Ebeveynleri tarafından kucaklanma ve okşanma çocuklarda kendine saygının gelişmesine yardım etmektedir.
Çocuklar sözel olmayan davranışlara karşı çok duyarlıdırlar.
Çocuklara ""seni seviyorum"" demekten çok sevgi, davranışlarla onları okşayarak belli edilmelidir.
Çocukla Göz Seviyesinde Konuşmak: Çocuklarla konuşurken, daima onlardan yüksekte olmamaya dikkat edilmelidir. Bu onun sadece kendini küçük hissetmesini sağlamakla
kalmayacak aynı zamanda ebeveyn ve çocuk arasında büyük bir mesafe olduğuna
inanmasına da yol açacaktır. Her zaman onunla konuşurken, yanına çömelerek ya da oturarak
ya da onu sizin seviyenize çıkararak, göz kontağı kurularak konuşulmalıdır. Bu
daha yakın bir iletişimi sağlayacaktır.
Çelişkili Mesajlar Vermekten Sakınmak: Çelişkili mesajlar, ebeveynlerin sözleriyle başka
davranışlarıyla başka bir şeyi ifade ettiğinde ortaya çıkar. Öncelikle çocuğa karşı dürüst olunmalıdır. Gerçekten kızgın olduğunuzda, kızgın olmadığınızı
söylememelisiniz. Fikir birlikteliklerinizi ifade etmeli ve verdiğiniz sözleri
tutmalısınız.
Duygularınızı Çocukla Paylaşmak: Ebeveynler, çocuklarıyla incinebilecekleri duygularını bile paylaştıklarında, onları kendi deneyimlerini ve duygularını kabul etmeye
cesaretlendirmiş olacaklardır. Çocuklar, anne ve babalarının anılarını, eğlendikleri ve
korktukları anları, nasıl karşılaştıklarını, çocukları olmasının nasıl bir şey
olduğunu hikâye şekline getirdiklerinde anne ve babalarını daha yakından
tanıyacaklardır.
Her Çocuğun Tek Olduğu Üzerine Odaklanmak: Çocuklar hakkında özel şeyleri ebeveynler keşfetmeli ve onlara söylemelidir. Çocuklarda kendine saygıyı geliştirmenin iki önemli parçasıvardır; sevgiyi ve yeteneğini hissettirme.
Son Olarak;
Eşler arasındaki çatışma çocukların özgüvenini ve güvenlik
duygusunu zedeler.
Anne babanın özgüven düzeyi, tüm aile bireylerinin
eğitimini, fiziksel, psikolojik, sosyal ve eğitimsel sağlık ve mutluluğunu
belirler.
Pek çok anne baba çocuklarının hayatlarını yaşar; bu yüzden
de hem kendi özgüvenlerinin hem de çocuklarının özgüveninin gelişmesini
engellemiş olur.
Çabalarının fark edilmesi çocuğun ustalığını arttırır; anne
babanın ortaya konulan çabadan etkilendiğini belirtmesi, çocuğun güven
duygusunu güçlendirir.
Çocuğun hem varlığı önemlidir, hem de yokluğu her zaman fark
edilmelidir.
Her çocuğun kendine özgü bir biçimde büyümeye hakkı vardır.
Çocuklarımızın Özgüvenli Bireyler Olmalarına Fırsat Vermek
İçin;
Eşiniz ve çocuklarınıza karşı doğrudan ve açık iletişim
yollarını kullanın.
Çocuğunuza sorumlu davranışlar kazandırmak için, eşinizle
ortak, tutarlı bir yaklaşım içinde olmaya özen gösterin.
Çocuklarınıza evin içinde ve dışında sık sık sorumluluk
verin.
Çocukların yalnızca kendi yapmak isteyeceğiniz şeyleri
yapmalarını isteyin.
Çocuklarınızın makul ihtiyaçlarını karşılamak için elinizden
geleni yapın.
Çocuklarınızla aranızdaki ilişkide sahici ve içten olun.
Rica edin, emretmeyin.

DIY (DO IT YOURSELF) PROJELER İLE MÜKEMMEL OYUNCAKLAR, MUTLU ÇOCUKLAR...

Şimdi DIY (do it yourself) projeler çok revaçta...Yaşamın pek çok noktasında kendi zevkinizin ürünü düzenlemeleri oluşturmanız mümkün. Bu yolla kendi düğününüzü planlama, harika evler dekore edebileceğiniz ayrıntıları öğrenme, muhteşem doğumgünleri planlama ve muhakkak kişisel becerilerin ön planda olduğu daha pek çok cin fikirler... Üstelik buna rehberlik yapan pek çok kaynak raflarda süratle yerlerini alıyor.
Oyuncak yapımı, kendi eserlerinizi oluşturmaya imkan verme açısından en geniş yaratıcılık alanına sahip başlıklardan bir tanesi...Oyuncakları yaratırken, çocuklarınıza tamamen doğal materyaller kullanarak rengarenk dünyalar sunabiliyorsunuz, nesilden nesile sevgiyle saklanacak anılar ortaya çıkarabiliyorsunuz...























Alicia Paulson, Stitched in Time...



El Yapımı bebekler...



25 Ekim 2011 Salı

APPLE'IN EFSANEVİ PATRONU STEVE JOBS ÖLDÜ ANCAK BÜYÜK DAHİYİ KONUŞMAYA DEVAM EDİYORUZ...



Apple'ın efsane patronu Steve Jobs'ın hayatını kaybetmesinin ardından hayatını anlatan biyografi kitabı satışa sunuldu. Kitapta Jobs'la ilgili çok çarpıcı bilgiler yer alıyor. İşte pek bilinmeyen yönleriyle Steve Jobs...
Tedavi olmadığına pişman oldu: Jobs'ın hayattaki belki en büyük pişmanlığı kanser teşhisi konduğu 2004 yılında tedaviyi reddetmesiydi. Daha sonraki yıllar Jobs, konuyla ilgili şu sözleri kaydediyordu: "Bedenimin ameliyat masasında açılmasını istemiyordum. Bu şekilde bir müdahele beni rahatsız ediyordu."
Apple olmasaydı şair olurdum: Steve Jobs, Apple'ın CEO'su ohn Scully ile yaptığı bir konuşmasında Paris'e olan sevgisini şöyle anlatmıştı: "Eğer Apple'da işe başlamasaydım, herhalde Paris'te bir şair olurdum."
13 yaşından sonra kiliseye hiç gitmedi: Jobs daha 13 yaşındayken Life isimli bir derginin kapağında açlıktan ölen çocukları gördü. Bir pazar günü hocasına "Tanrı çocukların bu durumunu görmüyor mu" sorusunu yöneltti. Bu gelişmenin ardından Jobs, bir daha hiç kiliseye gitmedi, Hristiyanlık onun için sadece uzak bir kavram olarak kaldı.
iPad'ine sadece bir kitap indirdi: Jobs, iPad 2'sine sadece yoga temalı Autobiography of Yogi isimli bir kitap indirdi. Bu kitabı Jobs, gençliğinden bu yana her yıl okuyordu.
Jonathan Ive'den hiç vazgeçmedi: Jobs'a göre Apple içinde birçok kişiden vazgeçilebilirdi. Ancak Apple tsarımcısı Jonathan Ive onun için bir istisnaydı ve onu "ruhsal ortak" olarak görüyordu.
Jobs babasıyla ne zaman tanıştı: Jobs, öz babasıyla 1980 yılında ilk kez karşılaştığında ne kendisi ne de babası, aralarındaki bağdan haberdardı. Jobs'ın babası, Jobs'ın sık sık gittiği bir restoranın işletmecisiydi ve yıllarca birbirlerinden haberleri olmadı.
Bill Clinton'a ne dedi: Jobs, eski ABD başkanlarından Bill Clinton ile Monica Lewinsky skandalından sonra telefon görüşmesi yaptı. Jobs, kendisini arayan Clinton'a şunları söylemişti: "Gerçekten böyle bir şey yaptın mı bilemiyorum; ancak yaptıysan bunu halka açıklamalısın."
Eric Schmidt'ten nefret ediyordu: Jobs'ın Google'ın kurucusu Eric Schmidt'e büyük öfkesi vardı. Bunun sebebini ise Jobs şöyle anlatıyordu: "Son nefesime kadar, Apple'ın kasasındaki 40 milyar dolar bitene kadar Android ile savaşacağım, onu yok edeceğim. Çünkü Android çalıntı bir ürün."
Ölmeden önce Gates ile tanışmak istiyordu: Jobs'ın ölmeden önce "yapılacaklar" listesinde Microsoft'un patronu Bill Gates ile tanışmak vardı. Jobs, hiçbir zaman Gates'in yaptıklarından etkilenmemiş, onu başarılı bulmamıştı. Gates için Jobs, "kendi yeni bir şey yapmadı, sadece etrafındaki insanların fikirlerini kullandı" diyordu.
Jobs Google'ı uyardı: Jobs'ın internet devi Google'a bir uyarısı vardı. Larry Page ve Eric Schmidt ile yaptığı bir görüşmede Jobs, Google'ın her geçen gün Microsoft'a benzemeye başladığını dile getirirken, ürünlerinin bayağılaşmaya başladığına dikkat çekmişti. Jobs'a göre Google, elindeki 5 ürünü tutmalı, diğer tüm servislerinden kurtulmalıydı.
Obama'yı da uyarmıştı: Jobs, ABD Başkanı Barrack Obama'yı da uyarmıştı. Jobs'a göre çöküşteki Amerikan eğitim sistemi ve iş dünyasına aykırı yasalar Obama'nın bir kez daha ABD'nin başına geçmesinin önündeki en büyük engeldi.
Jobs'ın hayali: Kitapta Jobs'ın geleceğe dair büyük hayallerinden biri de vardı. Washington Post'ta yayınlanan haberde Jobs'ın yepyeni bir televizyonu kullanıcılara sunmak istediği kaydedilmişti. Jobs, tüm Apple cihazlarıyla entegre bir şekilde çalışan bir televizyonun hayalini kuruyordu; ama ömrü yetmedi.
Jobs'ın çöpe attığı tasarım: Apple'ın yeni binasıyla ilgili taslak fotoğraflar internete bir bir düşerken Jobs, Apple'ın yeni Cupertino kampüsünün tasarımını beğenmeyip bu tasarımı çöpe atmıştı. Bu tasarımı beğenmemesinin altında ise oğlunun "bir halta benzemiyor" yorumu bir hayli etkili olmuştu.
iPad ismi sinirlerini bozdu: iPad'in satışa sunulmasıyla birlikte Jobs, kullanıcılardan hiç beklemediği bir tepki aldı. Kullanıcılar, 800'ün üzerinde Jobs'a e-posta göndererek iPad ismiyle dalga geçti. Bu olayı Jobs, "o günleri çok stresli geçirdim" şeklinde yorumluyordu.
İlk sefer reddetti, sonra yaptı: Jobs, iPhone ve iPad'lerde gördüğümüz uygulamalara karşı çıkıyordu. Jobs'a göre bu cihazlar için geliştirilecek yüzlerce uygulamayı Apple kaldıramazdı. Ancak Jobs, daha sonra bu fikrini değiştirdi ve uygulamalar hayatımıza girdi.
Her şeyi gençken yapmayı istiyordu: Jobs, erken öleceğini düşünerek ömrü boyunca hareket etti. Apple'ın CEO'su John Scully ile yaptığı görüşmede Jobs, kısa süre içinde yapılacak çok işinin olduğunu söylüyordu. Jobs'a göre hayatında yapılacak ne varsa gençken yapılmalıydı.
Jobs'ın kitabıyla ilgili tek arzusu: Jobs için sunum her şeydi. Kitabın yazarı Walter Isaacson ile bir konuşmasında kitapla ilgili tek bir şey istemişti: Çekici bir kapak...