21 Haziran 2010 Pazartesi

Yaz düğünleri muhteşem...İşte YEŞİL tema

Yıllarca aynı tip nikah ve düğünlerde bulunduğumu düşündüm geçenlerde... Çocukluğumdan beri tüm seramoniler aynıdır. Oysa herşey çok fazla para harcamakla güzelleşmiyor. Yani klasik olanın dışına çıkmak, çok masraf gerektirebilir gibi bir önyargıya kapılmamak lazım. Şunu bilmeli ki ona dokunan ruh çok önemli. Eğer davet sahipleri biraz önceden plan ve araştırmaya başlarsa, kendilerine arzu ettikleri bir renk, bir tema seçerlerse, klasik renklerin dışına çıkabilirler ve hepsinden önemlisi CESARETLERİ VARSA bence harikalar yaratılabilir.
Bunun için artık eskisi gibi sınırlı kaynaklar da yok. Yani yazılı ve görsel bütün kaynaklar ve en önemlisi internet, çok farklı alternatifler sunuyor. Sadece kişinin ne istediğini bilmesi lazım. Gerisi zaten kendiliğinden geliyor.

Gelinle damat için kadeh kaldırırken şık bir sofra olmalı...


Yeşil tema miniklerde de devam etmeli...


temada seçilen rengin en küçük ayrıntıda bile yer alması, bütünlüğü sağlayacaktır...


Minyatür Takılar

Bu iş artık bir sanat olmuş... Hepsi öyle minik ve güzel ki, hızla moda olmasına şaşmamak lazım...
Dollhouse yani bebek evleri için minyatür figürler üretmeye başlayan ve yetişkinlerin ilgisi karşısında bunu takıya da uyarlayan fransızlar, gün geçtikçe daha da popüler olmaya devam ediyor. Küpeler artık daha iştah açıcı...

Minicikler...











Meringue-beze


Beze yumurta akı ve pudra şekerinden yapılan bir köpük kurabiye türüdür. Fransızca aslı "'baiser'" olup anlamı öpücüktür. İsviçre ve Fransa'da "'Meringue'" olarak da bilinir. 100 °C ısıtılmış fırında 1-2 saat arasında adeta kurutularak yapılır. Bu karışıma limon suyu ilave edildiğinde bezeler daha katı bir kıvam kazanacaktır.
Bezeler genellikle meyve, dondurma ve pastalarla servis edilir. Rus balet Anna Pawlowa'nın adı verilmiş kremalı meyveli türüne Avrupa'da 'Pavlova' da denir.
1600'lerde italyan pastacı Gasparini'nin İsveç'e getirmesinden sonra Beze'ler bu ülkede çok tutulmuş ve günümüze kadar çok sevilen bir tatlı olarak yer etmiştir. Rivayete göre bir İngiliz kraliçesinin beze yedikten sonra "Oh, that's like a kiss" demesinden dolayı adına beze konmuştur.

Pawlowa


Babalara ağzı tadı ile nice mutlu seneler...


Dekorasyonda pastel mavi ve beyazın birlikteliği

Dekorasyonda, özellikle sıcak günlere en çok yakışan iki renktir açık tonlardaki mavi ve beyaz...
Mekanlara genel bir aydınlık duygusu verir.
Aslında mavinin, turkuazdan laciverte çok fazla tonu olmakla birlikte, buradaki ele alınış şekli en hafif tonudur.

Mavinin kesintisiz uygulandığı bir mekan


Marbella'dan bir mavi salon...


Aydınlığın resmi


Mutfakta mavi-beyaz

Özellikle yazlık evlerde açık tonlar olmazsa olmaz


Banyolarda da mavi-beyaz mükemmel uyum sağlar

20 Haziran 2010 Pazar


Sex and The City 2 nihayet vizyonda


Sonunda vizyona girdi. Ama seven de var sevmeyen de... Tarzına alışkınız. Aynı stil devam etmiş. O sebeple ne beklenerek gidilir ve niye hayal kırıklığı olur, anlamam. Markalar ön planda. Giysiler, mekanlar güzel. O halde eğlenceli vakit geçirip fazla derin konular umut etmemek lazım...

Yönetmen : Michael Patrick King
Oyuncular :
Sarah Jessica Parker, Kim Cattrall, Kristin Davis, Cynthia Nixon, Chris Noth (Mr. Big), David Eigenberg (Steve, Evan Handler (Harry), Jason Lewis (Smith), Mario Canton (Anthony, Willie Garson (Stanford Blatch)
Süre : 146 dk.
http://www.sexandthecitymovie.com/

Eğlence, moda, arkadaşlık; hepsi ve daha fazlası “Sex and the City 2” ile geri dönüyor. Bu devam filminde Carrie (Sarah Jessica Parker), Samantha (Kim Cattrall), Charlotte (Kristin Davis) ve Miranda (Cynthia Nixon), büyük elmadan bir ısırık daha alırken, parıltılı hayatlarına ve aşklarına devam ediyorlar. Nikah masasında “evet” dedikten sonra neler olur? Dört arkadaşın hayatı her zaman diledikleri gibidir ama hayat sürprizleri de barındırmasaydı “Sex and the City” de olmazdı…

Avocado prawns-karidesli avokado


Bir kaç şekilde hazırlanabilir. İlk şekilde avokadonun kabuğu dikkatlice soyulur ve ortadan iki parçaya kesilir. Gevrek yeşillikler servis tabağına alınır ve üzerine çekirdek yuvası yukarıda kalacak şekilde avokado yerleştirilir. Diğer yanda dondurulmuş karides kullanılacaksa buzu çözülerek hazırlanır. Ev yapımı mayonez, ketçap, tuz, karabiber, birkaç damla tabasco ve worcestershire sos bir kapta karıştırılır ve elde edilen pembe sos karideslere karıştırılır. Servis tabağındaki avokadonun içine doldurulur. Çok az zeytinyağı damlaları, belki biraz balzamik sirke ile dekor yapılır. Karidesli avokadonun sunumu dünya mutfaklarında ayaklı kadeh içinde yapılmaktadır.

Diğer şekilde ise karidesler yine aynı sos ile hazırlanır ancak avokado dilimlere bölünerek kat kat salata da oluşturulabilir.

Yaz günlerine özel fit kahvaltı

Pirinç veya buğday içeren karışımlar çok çabuk acıkmanıza sebep olabilir. Bu sebeple yulaf içeren bir tercih daha yerinde olacaktır. Karışım hazırlarken bazen süt yerine yoğurt tercih edebilir, taze meyvelerle besleyici hale getirebilirsiniz. Bu tarifi deneyin, doyurucu ve çok çabuk bağımlılık yapan bir yaz tercihiniz olacak...
-3 çorba kaşığı sade yulaf
-1 silme yemek kaşığı keten tohumu
-1 su bardağı az yağlı yoğurt
-1 orta boy şeftali veya bir avuç frambuaz
-Birkaç tane kuru meyve ve ceviz

13 Haziran 2010 Pazar

Fransız kadınları neden kilo almaz?



Kitabı yazan Mireille Guiliano ki kendisi aynı zamanda ünlü Veuve Clicquot şampanyalarının ABD'deki CEO'su olur, kitabı tamamen Fransız kadınlarının yaptıkları veya yapmadıkları üzerine kurmuş.Onlara bir göz atmaya ne dersiniz?

*Fransız kadınlar daima küçük porsiyon yerler.
*Yerken beş duyuları ile haz alırlar.
*Bol sebze ve meyve tüketirler.
*Fazla sert içki içmezler.
*Düzenli olarak şarap içerler ama yemeğin yanında bir-iki kadeh.
*Ekmeği severler ve karbonhidratsız beslenme takıntıları yoktur.
*Asla "yağsız","şekersiz" etiketleri ile satılan yapay tatlandırıcılı ve katkı maddeli gıdaları tüketmezler.
*Çikolatayı severler ama acı ve koyu renk olanları.
*Günde üç öğün yerler, gün içinde abur cubur yemezler.
*Çok TV seyretmezler ve evlerinde birden fazla TV yoktur.
*Gıdaları mevsiminde yemeye özen gösterirler.
*Gün boyu su içerler.
*Pazardan alışverişi severler.
*Gülmeyi severler, zevk için yerler, diyet yapmazlar ve şişmanlamazlar.

İlgi duyanların bilgisine, resmi site:

10 Haziran 2010 Perşembe

Kusursuz Türk Kahvesi nasıl yapılır?

Türk kahvesi yapmak için doğru gereçlere sahip olmak, başlangıç noktanız olmalıdır. Bildiğimiz klasik cezve, uygun bir kahve fincanı, musluk suyu harici iyi su hazırlanır. Kahve değirmeni, aslında en uygun öğütme yöntemidir ve elektrikli öğütücülerle dahi çekilemeyen incelikte öğütüm sağlar.Mümkünse bu şekilde hazırlanmak en iyisidir. Cezvenin içerisine her fincan kahve için bir fincan su konur ve her fincan kahve için 1 çaykaşığı kahve ve 1 çaykaşığı şeker konur. İyice karıştırın, cezveyi kısık ateşe yerleştirin ve yavaşça kaynama derecesine getirin. Kaynamaya başlayınca üstte oluşan köpüğü fincanlara dağıtın, yeniden kaynatın ve kalanı fincanlara dağıtın. İyi yapılmış bir Türk kahvesinin üstü köpükle kaplı olur. Kahvenin köpüklü olması için doğru boyutta cezve seçilmesi gereklidir.

9 Haziran 2010 Çarşamba

Askıda kahve

Ünlü İtalyan sinema sanatçısı Vittorio De Sica bir röportajında anlatmış:
"Bir Cafe-Bar'da, espressolarımızı içiyorduk. İçeri giren müşterilerden biri barmene, "iki kahve, biri askıda!" dedi; iki kahve parası verdi, bir kahve içip gitti. Barmen de duvar üzerinde asılı duran çiviye bir küçük kağıt astı. Biraz sonra içeri iki kişi girdi. Onlar da "Üç kahve, biri askıda" dediler; Üç kahve parası verdiler ve iki kahve içtikten sonra gittiler. Barmen "askı"ya yine bir küçük kağıt astı. Bunun gün boyu böyle sürdüğü anlaşılıyordu. Bir süre sonra kahveye, üstü başı biraz eski-püskü, belli ki yoksul bir kişi girdi ve Barmen'e "Askıdan bir kahve!" dedi. Barmen hemen bir kahve hazırladı ve yeni müşterinin önüne koydu. Yoksul kişi, kahvesini içtikten sonra para ödemeden çıktı, gitti. Barmen'se, duvardaki askıya taktığı kağıtlardan birini kopardı, parçalayıp çöp kutusuna attı."

8 Haziran 2010 Salı

Kahve ve kahve çiçeği

Kahve, kökboyasıgiller familyası olarak bilinen Rubiaceae'lardan "Coffea" cinsi ağacın meyve çekirdeklerinin kavrulup öğütülmesi ile elde edilen tozdur.
Kahvenin kökeni Arap yarımadasıdır. İlk bilgiler 10. yy'da bir Arap doktoru olan Rhazes'e uzanırsa da, kullanım MS 575 yıllarında başlar. Kahvenin ilk elde edildiği ağaç olan Coffea Arabica, Etopya'da yetişmiştir. Daha sonra, kahve elde edilen diğer ağaçlar olan Coffea robusta ve liberica'da Afrika'da yetişmiştir. Etopya'da başlangıçta az olan üretim, bu ağaçların Yemen'de yetiştirilmesi ile artmıştır.
Yaklaşık 450 yıl önce Yemen Valisi Özdemir Paşa, ilk defa kahve çekirdeklerini Osmanlı Sarayı'na getirerek aslında ülkemize tanıştırdı.
1871'de Kuru kahveci mehmet Efendi, ilk kez kahveyi satma amaçlı bir ticarethaneyi Taht-ül kale'de (Tahtakale) kurdu.
Kahve bugün dünya yüzünde inanılmaz büyük rakamlarda üretim ve tüketim potansiyeline sahip. O insanı kendinden geçiren kokusu ile ondan vazgeçebilmek imkansız...

5 Haziran 2010 Cumartesi

DVD-Elizabeth:Altın Çağ

Kraliçe Elizabeth'in kuzeni olan İskoçya Kraliçesi Mary Stuart, İngiliz tahtını ele geçirmek için İspanya Kralı Philip ile çeşitli komplo planları yapmaktadır. Elizabeth'in sadık ve güvenilir danışmanı Sir Francis Walsingham, kraliçeyi komplo ve tuzaklardan koruyabilmek için vargücüyle çaba gösterir. İmparatorluğunu korumak için savaşa hazırlanmakta olan Elizabeth, macerapest ruhlu yakışıklı denizci Raleigh'e karşı hissettiği beklenmedik duygular ile kraliyet sarayındaki görevleri arasındaki hassas dengeyi tutturmak zorundadır.
Oyuncular:Cate Blanchet-Clive Owen

1 Haziran 2010 Salı

KREM KARAMEL


Yarım kilo süt
1 su bardağı toz şeker
1 paket vanilya
5 yumurta

Şekerin 4 çorba kaşığını ayrılır.Geri kalanı çelik bir tencereye konur.Üzerine 1 çay bardağı su eklenir ve şeker yakılarak kahverengi karamel haline getirilir. Önce katılaşacak sonra hoş bir koku çıkararak karamelize olacaktır.Tam karamel olunca (fazla yakılmaz, acılaşır),içine 3 çorba kaşığı kaynar su eklenir.krem karamelin konacağı kaplar bununla sıvanarak hazırlanır.

Diğer tarafta süt bir tencerede kaynatılır ve ardından ılıtılır.

Diğer tarafta 2 yumurtanın beyazı kenara ayırılır ve kalan yumurtalar (toplam 5 sarı ve 3 beyaz olacak) şeker (4 çorba kaşığı) ve vanilya ile beraber çırpılır.Bu esnada ılık sütü de yavaş yavaş dökerek yedirilir.Bu karışımı kaplara paylaştırılır.Veya tek tek kaplar yerine fırına dayanıklı tek bir kap ta kullanılabilir.

Isıya dayanıklı ve krem karamel karışımını koymuş olduğumuz kaptan biraz daha büyük başka bir kabın içi su doldurulur,bunun içine krem karamel karışımını koyduğumuz kap veya kaplar yerleştirilir.Dikkat edilecek husus,içine su kaçacak şekilde taşmamasıdır.Önceden ısıtılmış 170 derecelik fırında pişirilir.Krema sertleşip üstü renk değiştirince pişmiş demektir.

Kalıpların kenarlarını bıçakla hafifçe gevşeterek ters çevirilir.
Soğuk servisi gerekir.