4 Kasım 2010 Perşembe

ONLAR BENİM KAHRAMANIM-DOĞAN CÜCELOĞLU

Bugün çok önemli bir tecrübe kazandım, çok farklı bir bakış açısı yakaladım, muazzam bir insanlık dersi dinledim...
Bugün İzmir Swiss Otel'de çok önemli bir konferansa katılma fırsatı buldum.
Prof.Doğan Cüceloğlu'nun TURGÖK (Türkiye Görme özürlüleri kitaplığı) adına yaptığı konuşma, bilmediğim pek çok detayı bana öğretti. Ben bugüne kadar TURGÖK nedir onu da bilmiyordum.Doğan Cüceloğlu son kitabı "Onlar Benim Kahramanım"da işte bu hikayeyi yani Gültekin Yazgan'ın hikayesini anlatıyor:
Bir erkek çocuk düşünün 11 yaşında.Yıl 1939. Neşeli, sevimli...Bir gün, hep çocuklarımızı sakındığımız, "Allah korusun" dediğimiz gündelik kazalardan birini yaşıyor. Ayakkabısını bağlarken ayağını dayadığı sandalye yerinden kurtulup çok şiddetli bir darbe ile gözlerinin üzerine vuruyor.Hemen akabinde, yine çocukluğun verdiği heyecanla, bir pideci dükkanına girerken bahçe duvarından atlayayım diyor ama tepede önceden farketmediği bir kepenk var ve ayağa kalktığı anda çok şiddetli bir darbe ile tam gözlerinin üzerindeki bölgeyi kepenge vuruyor.
“1939 NİSAN’ININ ilk günleriydi. İki ayı aşkın bir süredir yattığım Cerrahpaşa Hastanesi’nden taburcu olmuş, annemin kolunda çıkıyordum. Ne var ki, bu çıkış hastaneye gelirken geride bıraktığım yaşantıma dönüş değildi. Allahaısmarladık bile diyemeden ayrıldığım sınıfıma, kitaplarıma, defterlerime ve de aydınlığa geri dönmüyordum. Yarım kalan oracıkta yarım kalmıştı. Yeni bir yola çıkıştı bu: Kör uçuş başlıyordu.”Bu sözler Gültekin Yazgan‘ın kendi kalemi....Gültekin Yazgan, 11 yaşında görme yeteneğini tamamen yitirdikten sonra başlayan yeni dönemi işte bu sözlerle tasvir ediyor, körlüğü bir engel olarak kabul etmeyen, hayatını kör uçuş sırasında yeni baştan düzenleyen Gültekin Yazgan’ı betimliyor.
GÜLTEKİN YAZGAN, Braille alfabesini ve nota sistemini öğrenmiş. Dışarıdan ilkokul, ortaokul ve lise bitirme sınavlarına girmiş. Daha sonra hukuk fakültesine girmeyi aklına koymuş. Bu arada, çok iyi derecede İngilizce öğrenmiş. O yıllarda hiçbir kabartma kitap olmadığı için eline geçen İngilizce kitapları kendisi kabartma yazıya çevirmiş; Hukuk fakültesinde okurken de hukuk ders kitaplarını aynı yöntemle kabartma yazıya aktarmış. Ya aileden birisi, ya da dışarıdan ona yardım etmesi için tuttuğu küçük öğrenciler ona kitabı okuyor, o da kabartma yazı makinesiyle tüm kitabı Braille alfabesiyle yazıyormuş. Hukuk fakültesini yine büyük başarıyla bitirmiş, avukatlık ve öğretmenlik yapmış ve hayatına bir çok konuda başarılar sığdırdıktan sonra, yaşamında yeni bir sayfa açmış: Kendisi gibi olan tüm görme özürlülere yol göstermek, güç aşılamak...
Bu noktada eşi Tülay Yazgan'la paylaştığı muhteşem evliliği de atlamamak lazım. Tülay Hanım'ın anlayışlı, sabırlı yapısı ve çalışmaları ile Türkiye'nin ilk ve tek görme özürlüler kitaplığını kurmuşlar,TURGÖK. 10 üye ile başlayan macera, bugün 3440 adet üyeye ulaşmış. Klasiklerden kültürel yayınlara, sınavlardan aylık dergiye kadar braille alfabesi ile oluşturulmuş binlerce eser artık bu kütüphanede. Ücretsiz olarak temin ediliyor. gençler okuyor, eğitimlerini devam ettirebiliyor, yabancı dil öğreniyor ve herşeyden önemlisi hayata tutunuyorlar. Çünkü bu karanlık, kolay kabullenilecek bir karanlık değil!
bazen de yardım etmek isteyen yardımseverler, ses kayıt cihazlarına kitapları okuyorlar. Daha sonra bu kayıtlar kütüphanede depolanıyor ve görme özürlülerin dinlemesi için veriliyor.
Doğan Cüceloğlu'nun güzel anlatımı ve haklı alkışları ile tanımış olduğum Gültekin ve Tülay Yazgan'a uzun ve sevgi dolu daha nice yıllar diliyorum...
Gültekin ve Tülay Yazgan aynı zamanda Prof.Yankı Yazgan'ın anne ve babası oluyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder