27 Şubat 2011 Pazar

KİTAPLIĞIMDAN: DAVID LEBOVITZ-SWEET LIFE IN PARIS


David Lebovitz, meraklıları tarafından iyi tanınan bir yemek ustası, kitap yazarı, şef. Mükemmel tatlı kitapları var. Amazon.com'dan sipariş ettiğim kitabı "The Sweet Life in Paris",orjinal kapak tasarımı ile kendine hemen çeken, yazarı ile başarısını zaten baştan gösteren ve içindeki muhteşem tarifler ile meraklılarını tam tabiri ile -kendinden geçiren-bir kitap...David bu kitapta adından da anlaşılacağı gibi Parisien ruhunu ön plana çıkaran tariflere ağırlık vermiş. 1980'lerde Parisi ilk gördüğünde oraya ait olduğunu ve bir gün mutlaka orada yaşaması gerektiğini hayal eden şef, bugün sadece bu hayalini gerçekleştirmekle kalmadı, aynı zamanda konusunda önemli bir konumda ve herkesin okuduğu pek çok yemek kitabına da imza attı...Dondurma konusunda en önemli kitaplardan biri olan "The Perfect Scoop", baskısı tükenmiş kıymetli bir kitap olan "Room for Dessert", çikolatanın her türlü detayını içeren "The Great Book of Chocolate" Lebovitz'in en tanınmış kitaplarıdır...
"The Sweet Life in Paris", bölümlere ayrılmışbir anlatımla hem tarifleri veriyor hem de Parislilerin kendilerine özgü günlük davranışlarını gülümseten anlatımlarla kağıda döküyor...

MODA DÖNÜP DOLAŞIP KENDİNİ TEKRARLAR MI? 1960'LARI VE GÜNÜMÜZÜ KARŞILAŞTIRALIM...

Grace Kelly 60'lı yıllar-Heidi Klum 2010
Kim ne derse desin 60'lı yıllara bayılıyorum. O dönemin akımları, özgürlüğü, doğallığı, tarzı beni büyülüyor. Kendisi 60'lı yılların sonuna doğru doğmuş olan ben, bunları neye dayanarak söylüyorum? Artık öylesine bir iletişim çağındayız ki her dönemi en ince ayrıntısına göre sanal ortamda yaşayabiliyoruz. Eğer merakınız varsa, araştırdığınız zaman, o kadar fazla detaya vakıf oluyorsunuz ki, bir süre sonra kendinizi gerçekten o dönemlere bizzat şahit olmuş gibi hissedebiliyorsunuz...
Konunun moda yönüne gelirsek, moda acaba gerçekten kendi kendini tekrar eden bir kavram mıdır diye düşünmemek elde değil! Bakınca, farkedeceksiniz. Ama ben biraz daha pozitif olayım ve şöyle bağlayayım: Moda, yenilik bulamayan uzmanların kendini tekrar etmesi değil, stillerin zevk sahibi ellerde doğal bir süreçle aynı duyguları tekrar yaşaması ve benzer görüntülere bu sebeple bürünmesidir. Buna "taklit" değil "geçmişi günümüzle harmanlama" diyelim ve "oldies but goldies"günler dileyelim...
Jacqualine Onassis-Anne Hathaway

Nancy Sinatra-Chloe Sevigny

Veronica Carlson-Kate Hudson

Sophia Lauren-Mena Suvari
Peggy Lipton-Tara Reid
Jacqueline Bisset-Katharine McPhee

Marianne Faithfull-Kate Moss
Jane Fonda-Mischa Barton

ZEYTİNİN EN KEYİFLİ HALİ...

Aralarında kahverengi renkliler olmayan, diri bir kilo siyah zeytin alın. İki gece mutfakta doğal ortamda suda bırakın ve hatırınıza geldikçe suyunu değiştirin. Daha sonra iyice yıkayıp, üzerine ılıtılmış (ama kaynar olmayan) su ekleyerek suyun soğumasını bekleyin ve dikkatlice süzün. Temiz kavanozunuza doldurduğunuz zeytinlerin üzerine iki ölçü bitkisel yağ ve bir ölçü zeytinyağı, 5-6 diş ortadan ikiye bölünmüş sarımsak, bir çorba kaşığı sirke ve bir tutam kekik atın. Ağzını sıkıca kapatın ve on günden önce açmayın. Sofranızda vazgeçemeyeceğiniz bir lezzet elde edeceksiniz...

MİNİ BOHÇA BÖREKLER...

Bu minik bohçalar, açık büfe davetlerde çok lezzetli ve şık bir ara sıcak olarak sunulabilir.
Hazır yufkayı dikkatlice çalışma tezgahına serin. Kaç yufka tüketeceğiniz, elde etmek istediğiniz adede göre değişecektir. Bir yufkadan aşağı yukarı 4-5 adet bohça çıkacağını hesap edin. Çapı 20 cm olan bir tabakğı ölçü olarak kullanarak etrafından bıçakla daireler kesin. Kenara alın. Arta kalan yufka parçalarından dairelerin orta kısmına ikinci bir kat olarak döşeyerek paylaştırın ki ıslatma işlemini yapınca ince gelen tek kat yufkadan iç malzeme dışarı akmasın...
Bir daireyi alın. Sıvı yağ ve su karışımını yufkanın ve ortaya koyduğunuz yufka parçalarının her tarafına sürün. Dairenin ortasına ufalanmış beyaz peynir ve ince bir dilim pastırma yerleştirin. Ağzını bohça gibi büzerek taze soğanın yeşil sapı ile bağlayın. Burada kullanacağınız taze sap tamamen çiğ olursa kırılır. Önceden kaynayan suya atarak hafif haşlanmasını sağlayacağınız yeşil saplar daha kolay bağlamaya müsaade edecektir.
Üzerine yumurta sarısı sürün ve 200 derecede üzerleri kızaran dek fırına sürün.

26 Şubat 2011 Cumartesi

KENDİNE ÖZGÜ STİLİ İLE VALENTINO VE 2011 BAHAR-YAZ KOLEKSİYONUNDAN ÇANTALAR...

Kesinlikle çok zarif ve kesinlikle çok elegan...Kullanılan derilerin rengine bayıldım. Pastel tonların en yalın hali. Bir o kadar gözü rahatlatan , okşayan kıvrımlara sahip. 2011 bahar ve yazına yine damgayı vuran Valentino, moda ile keyif almayı birleştirmiş...




Dantelin zarif uygulaması...


Dantelin 2011 koleksiyonunda yeri bambaşka...

Tasarımda satenin en güzel uygulandığı modellerden biri...

22 Şubat 2011 Salı

GÜLLER, RENK, NEFES VE TAZELİK...









NICE-SANAT VE AŞK

Akdeniz'in en gösterişli kentine hoş geldiniz! Günümüzde, dünyanın herhangi bir bölgesinin ışıltı cazibesini öne çıkarmak için artık "Fransız Rivierası" tanımı kullanılıyor. Fransız Rivierası'nın başkenti Nice de, bu zarif ve şık şöhretini fazlası ile hakediyor. Eski kent merkezi Vieille Ville'i ziyaret edip, kentin tarihi yerlerinde bir yürüyüşe çıkabilir ve bu tatilinizi ölümsüz kılacak sevimli hediyelik eşyalar alabilirsiniz. Eğer sanat meraklıysanız, 1960'dan günümüze Fransız ve Amerikalı sanatçıların çalışmalarını içeren geniş koleksiyonu ile Modern ve Çağdaş Sanatlar Müzesi tam size göre. kentin boydan boya manzarasını görmek için ise Colline de Chateau, yani Kale Tepesi'ne çıkabilirsiniz.

Bahar aylarında seyahat planlıyorsanız mıhakkak Nice'i ilk alternatiflere yerleştirmelisiniz...

17 Şubat 2011 Perşembe

PARIS SWEETS-DORIE GREENSPAN


Dorie Greenspan, dünyaca ünlü Paris Pastanelerinin vitrinlerini, ışıklarla parlayan mücevherlere benzetiyor bir konuşmasında...Herbiri de dünyada tartışma kabul etmeyecek haklı bir özelliğe ve ispatlanmış ayrıcalığa sahip...
Dorie, yemek kültürüne ve pişirmeye gönül vermiş hepimiz için çok bilinen bir isim. Yine kendisini tanımlarken, 13 yaşına kadar olsa olsa sadece çikolatalı kurabiye pişirmiş normal bir mutfak ilgilisi iken, devamında yemek yazarlığına ve yemek dergileri editörlüğüne nasıl geçtiğini anlatıyor ve hayatta kendisine başka hiç bir işin bu denli zevk vermeyeceğinin altını çiziyor.
Yazmış olduğu yemek kitapları içinde "Paris Sweets" benim en çok sevdiğim ve uygulamaya çalışmış olduğum yemek kitabı...Burada Paris'in ünlü mekanları, tanındıkları ürünler ve tarifleri ile birlikte listelenmiş. İlgi duyanlar bayılacaklar...

DUNNING-KRUGER ETKİ TEOREMİ-CAHİL CESARETİ...

Televizyon izlerken birilerine bakıp da "Ya bu adam bu sığlıkla nasıl buralara kadar gelebilmiş" diye düşündüğünüz oldu mu hiç?
Ya da işyerinizde sizinle aynı yada daha üst aşamada bir görevde olan bazıları, sizde büyük bir şaşkınlık uyandırdı mı?
Onlara bakıp "Bu cahillik, kendini bilmezlik nasıl fark edilmez?" diye iç geçirdiniz mi?

New York Stern School of Business'ta görevli psikologlar Justin Kruger ve David Dunning adlı iki ABD'li bu hissi çok yaşamış olacak ki, 10 yıl kadar önce bir teori ortaya attı:
"Cehalet, gerçek bilginin aksine, bireyin kendine olan güvenini artırır."
Ve bunun üzerine bir araştırma başlatıldı. Fizyolojik ve zihinsel alanda yapılan çeşitli uygulamaların sonucunda şu bulgulara ulaşıldı:
- Niteliksiz insanlar ne ölçüde niteliksiz olduklarını fark edemezler.
- Niteliksiz insanlar, niteliklerini abartma eğilimindedir.
- Niteliksiz insanlar, gerçekten nitelikli insanların niteliklerini görüp anlamaktan da acizdirler.
- Eğer nitelikleri, belli bir eğitimle artırılırsa, aynı niteliksiz insanlar, niteliksizliklerinin farkına varmaya başlarlar.

Bitmedi...
Cornell Üniversitesi'ndeki öğrenciler arasında bir test yapıldı ve klasik "Nasıl geçti?" sorusuna öğrencilerden yanıtlar istendi.
Soruların yüzde 10'una bile yanıt veremeyenlerin "kendilerine güvenleri" müthişti. Onların "testin yüzde 60'ına doğru yanıt
verdiklerini" düşündükleri, hatta "iyi günlerinde olmaları halinde yüzde 70 başarıya bile ulaşabileceklerine inandıkları" ortaya çıktı.
Soruların yüzde 90'ından fazlasını doğru yanıtlayanlar ise "en alçakgönüllü" deneklerdi ve soruların yüzde 70' ine doğru yanıt
verdiklerini düşünüyorlardı.
Tüm bu sonuçlar bir araya getirildi ve Dunning-Kruger Sendromu'nun metni yazıldı:

"İşinde çok iyi olduğuna" yürekten inanan 'yetersiz' kişi, kendini ve yaptıklarını övmekten, her işte öne çıkmaktan ve aslında yapamayacağı işlere talip olmaktan hiçbir rahatsızlık duymaz! Aksine her şeyin hakkı olduğunu düşünür!
Ancak bu 'cahillik ve haddini bilmeme' karışımı mesleki açıdan müthiş bir itici güç oluşturur.
'Eksiler' kariyer açısından 'artıya' dönüşür.
Sonuçta, 'kifayetsiz muhterisler' her zaman ve her yerde daha hızlı yükselirler...
Bu arada, gerçekten bilgili ve yetenekli insanlar çalışma hayatında 'fazla alçakgönüllü' davranarak öne çıkmaz, yüksek görevlere
kendiliklerinden talip olmaz, kıymetlerinin bilinmesini beklerler...Tabii beklerken kırılır, kendilerini daha da geriye çekerler... Muhtemelen üstleri tarafından da 'ihtiras eksikliği' ile suçlanırlar..."

Ne olur fazla mütevazi olmayın!...

"Dünyanın sorunu, akıllılar hep kuşku içindeyken, aptalların küstahça kendilerinden emin olmalarıdır."

SOFRALARDA RENKTEN KAÇINMAYIN...GÖRÜNTÜ MUHTEŞEM OLACAK !

Görüntüye bakınca söylemeden geçemeyeceğim: Renkler, ne kadar alışıldık tarzların dışında görünüyor ve iştah kabartıyor...Kesinlikle benzer renkleri, benzer tarzlar ile uyumlu kullanmaktan çekinmemeli! Bu seramik koleksiyon, Almanya'da henüz satışa sunuldu ve biraz da dünyada esen vintage rüzgarlarından esinlenerek "Nostalgie"adı altında tasarlandı. Biraz country, biraz renkli, biraz vintage...Bence çok hoş ve başarılı...

GÜZEL BİR GÜNE BAŞLARKEN...

Güne önce bir düzine gülücük ile başlayın...
Üzerine bolca huzur ekleyin...
Bir tablet iç huzuru koyun...
Çokça şeker, fakat biraz da baharat karıştırın...
Pozitif duygu katmayı esirgemeyin, çünkü bu tüm karışımı mükemmel hale getirecektir.
Hepsini harmanlayın, ama en son aşamada içine sadece sizin için özel olabilecek bir sürpriz ekleyin...
Kıvamını en güzel şekle getirdiğiniz zaman,
Bir fincan mutluluk ile için...

16 Şubat 2011 Çarşamba

PİŞİRİN, SÜSLEYİN, STRES ATIN, ROYAL ICING YAPIN...

Bu iş aldı başını gitti...Kısa bir süre öncesine kadar bu denli sanatsal "cookies"ler yoktu sanki. Ama hem yetenekliler birbiri ardına faaliyet alanına beceri göstermeye girdiler, hem konu ile ilgili çok fazla malzeme üretilmeye başlandı, hem de konunun gerçekten de yaratıcılık güçleri çok yüksek meraklıları var...Cookielerin lezzetleri, tereyağı ağırlıklı üretilirlerse muhteşem oluyor. Tarifini kısa süre sonra vereceğim. Süslemede tamamen doğal maddeler ile elde edilmiş renklendiriciler kullanmak gerekiyor...Sentetik maddelerin bu konuda asla yeri olmamalı...
Bu minicik sanat eserleri belki bir doğumgünü davetini, belki bir düğün davetini veya bir "baby shower"ı şölene çeviriyor...Konsepte uygun renklerle oluşturuluyor, hatta sunumunda da farklı alternatiflerle, kutucuklar, sepetler, renkli kurdelalarla görsel bütünlüğü tam teslim ediliyor. Sadece bu iş için üretim yapan butik pastaneler mevcut ve her geçen gün ortaya konan yeni buluşlarla iştahımızı hep açık tutmaya devam ediyorlar...