29 Kasım 2011 Salı

YAŞAM BAZEN ACIMASIZDIR...



Her sabah bir ceylan uyanır Afrika’da. Kafasında tek bir düşünce vardır. En hızlı koşan aslandan daha hızlı koşabilmek, yoksa aslana yem olacaktır. Her sabah bir aslan uyanır Afrika’da. Kafasında tek bir düşünce vardır. En yavaş koşan ceylandan daha hızlı koşabilmek, yoksa açlıktan ölecektir. İster aslan olun, İster ceylan olun hiç önemi yok. Yeter ki güneş doğduğunda koşuyor olmanız gerektiğini, hem de bir önceki günden daha hızlı koşuyor olmanız gerektiğini bilin.








DUL AVRAT ÇORBASI


Bir çorba kaşığı tereyağında yarım kuru soğanı küp şekilde doğrayarak kavurun.Bir çorba kaşığı domates salçası ekleyin. Bir kaç dakika daha kavurun. 6 su bardağı su, önceden yıkanmış bir su bardağı yeşil mercmeği ekleyin ve kısık ateşte mercimeğin pişmesini takiben bir avuç erişte ekleyin. Erişteler de yumuşayınca çorbanız hazırdır. (Su miktarı duruma göre eklemek sureti ile kontrol edilmelidir.)

28 Kasım 2011 Pazartesi

DURUŞ, DURUŞ, ZERAFETİN SIRRI BURADA...

Bazen "marka"lı veya son trendlere sıkı sıkıya bağlı giyinmeye gayret etmiş biri karşınıza çıkabilir...Ancak yine de sizi rahatsız eden bir "şey" vardır. Ne olduğunu anlamazsınız, gözünüzü tırmalar. İşte o "şey", "zerafet"tir, "duruş"tur.








































16 Kasım 2011 Çarşamba

BETUL MARDİN'İN EN GÜZEL ÖĞÜTLERİ...

Betul Mardin, Türkiye'de "halkla ilişkiler" mesleğinin duayeni...Üstelik bu mesleğin ne denli önemli olduğunu anlatabilmiş, uygulatabilmiş ilk isim. Seneler önce kendisi ile kısa süreli bir tanışma ve konuşma ortamım olmuştu. Image Halkla İlişkiler ve Strateji Tanıtım firmasının bünyesine katılmak üzereydim, o senelerde Levent'te çok renkli bir müstakil yapıda faaliyetteydiler. O tarihte kendi tercihim gereği, farklı bir iş dalının ağır basması nedeni ile son anda kararım değişti. Sonraki yıllarda ara ara bunun pişmanlığını duyduğum zamanlar olmuştur.
Bugün halkla ilişkiler kelimesi anlamından çok uzak yerlerde maalesef hoyratça kullanılıyor. Konu ile alakasız herkes "halkla ilişkiler" yapıyor. Oysa bu meslek ciddi bir bilgi birikimi ve alt yapı gerektiriyor.
Betul Mardin dobra ve tatlı dili ile nefis bir anlatıma imza atmış. Okuyun, size de nasıl yakın gelecek... ‎
1. Her sabah spor yapacaksın. Günaşırı filan değil evladım. Her sabah.
2. Hep çalışacaksın. Üreteceksin. Beynin meşgul olacak, hep koşturman gereken işler olacak.
3. Günceli takip edeceksin. Haber izle, dergi, kitap, gazete oku. Gündemi yakala. Her konuda kendini update et. Yeni çıkan kitapları da bil, yeni açılan lokantaları da, bu sene moda olan renkleri de.
4. Evlilik ise şart değil, kafanı takma. Gerekli de değil. Hatta şöyle söyleyeyim: One problem less! (Bir problem eksik!)
5. Çocuk meselesine gelince... Ha işte, burada akan sular duruyor. Yapabiliyorsan yap. Birini bu kadar çok sevmek, onun sorumluluğunu taşımak sadece onu değil, seni de mutlu eder. Doğurmayacaksan, evlat edin. O zaman da senin çocuğun değişen bir şey yok. Evlat edinmeyeceksen de, manevi çocuğun olsun, birini okut, geleceğini şekillendirmesine yardımcı ol.
6. Günde bir kere et ye. Mutlaka her öğün sebze ve meyve ye. Kusura bakma, ben tatlı severim. Tatlıdan uzak dur diyemeyeceğim!
7. Ölümden sonra yaşamak istiyorsan, günlük tut. O küçük notlar, hem kendi hayatının tanıklığı, hem de yarına kalan bir bilgi kaynağı. Mesele benim babam, hiç düşünmeden 60 sene boyunca her gün Ece Ajanda'sına o gün olanları yazmış. Hâlâ açıp okuyorum ve çok faydalanıyorum.
8. Olumlu olacaksın.
9. Bazı şeyleri kabul edeceksin. Bütün kadınların seni sevmesine imkân yok! Demek ki bazı kadınlara dikkat edeceksin.
10. Erkeklere gelince, aynı anda birkaçını sevmeyeceksin. Ama onların böyle bir yeteneği ve şerefsizliği olduğunu bileceksin!! !

15 Kasım 2011 Salı

KURU KIRMIZI BİBERLİ MEZE


Mevsiminde, sivri kırmızı biberleri ipe dizerek doğal güneş ortamında kurumaya bırakın.
mezeyi yapmaya karar verince ipten çıkararak kaynayan suyun içine atın ancak çok fazla pişirmeyin. Sadece sertliğini kaybetsin.
Daha sonra tavaya zeytinyağı ve tereyağı karışımının içine alın ve soteleyin. Az miktarda tuz serpin.
Daha sonra sarımsaklı yoğurt ile karıştırın ve üzerine kızgın yağ ve pulbiber gezdirin.
Bu mezede hafif tuzlu kurutulmuş domatesler de eklenerek farklı lezzet elde etmek te mümkündür.

12 Kasım 2011 Cumartesi

TARÇIN ÇAYI



Derin bir kaba 2-3 çubuk tarçın koyup üzerine 2-3 su bardağı su ve arzuya göre ayarlanacak şekeri ilave edip ocağa alın. Kaynamaya başlayınca altını kısıp 20-25 dk kadar kaynatmaya devam edin. Bu süre sonunda yoğun bir rengi ve tadı olacaktır. Altını kapatıp soğuttuktan sonra cam bir kavanozda buzdolabında saklayabilirsiniz. Ayrıca kaynamanın sonlarına doğru karanfil atılarak değişik bir tat elde edilebilir. Sonra bu demden içeceğiniz bardağın yarısına veya 1/3 ne koyup (eğer dem soğuksa kullanacağınız miktarı cezvede ısıtın) üzerini kaynar su ile tamamlayarak içebilirsiniz. İçerisine şeker yerine bal da eklenebilir.

KIRMIZI KOLTUKLARIN HİKAYESİ...




9 Kasım 2011 Çarşamba

İHTİYARLIK KAÇ YAŞINDA BAŞLAR?


Kristof Kolomb; Amerika'yı keşfe çıktığı ilk yolculuğunda 50 yaşını çoktan aşmış durumdaydı. Pasteur; kuduz aşısını bulduğunda 60 yaşındaydı.
Mimar Sinan, Süleymaniye camisini bitirdiğinde 70 yaşını geçmişti. Selimiye camisini tamamladığında ise 86 olmuştu.
Galileo, ayın günlük ve aylık çizimlerini yaparken 73 yaşındaydı.
Charlie Chaplin, 76 yaşında film yönetmenliği yaparak hala işinin başındaydı.
Goethe, en büyük eseri Faust'u ölümünden bir yıl önce, yani 82 yaşında bitirmişti.
Nobel ödüllü Alman doktor Albert Schweitzer; 88 yaşına rağmen afrika hastanelerinde durmaksızın çalışarak ameliyat yapıyordu.
Ressam Titian; 99 yaşında hayata gözlerini yumdu. "Lepanto Savaşı" adlı ünlü tablosunu ölümünden bir yıl önce tamamladı.
Dört defa İngiltere başbakanı seçilen Gladstone, son kez göreve geldiğinde yaşı 83 'tü.
Gençlik hayatın belli bir çağı ile ilgili değildir. İnsan, kendine olan güveni derecesinde genç, şüphesi derecesinde yaşlıdır. Cesareti derecesinde genç, korkuları derecesinde yaşlıdır. Ümitleri derecesinde genç, ümitsizliği derecesinde yaşlıdır.
Beynimiz yeni tecrübeler keşfettiği sürece insan genç sayılır.
The Battle of Lepanto, Titius...

4 Kasım 2011 Cuma

GOLDEN ELMALI PASTA


2 yumurta ve 2 fincan şeker çırpılır. 2 fincan un eklenir. 1
paket vanilya ve yarım paket kabartma tozu ile karıştırılır. 1 yemek
kaşığı süt veya sıvı yağ da yumuşak olması için eklenerek kelepçeli kalıpta 150
derecede pişirilir.Diğer tarafta muhallebi hazırlanır.
Muhallebi : 1 yumurta, 2 kaşık un, 4 kaşık şeker, yarım litre
süt,bir paket vanilya pişirilir ve soğutulur. Pişmiş olan hamurun üzerine yayılır.

5 golden elma rendelenir. 1 limon kabuğu rendesi ve suyu
eklenir. 6-7 kaşık şeker eklenerek hızlı ateşte ezmeden karıştırılarak suyu
çektirilir.muhallebinin üzerine yayılır ve bol Hindistan cevizi serpilir.