31 Mayıs 2010 Pazartesi

FRAMBUAZ SHAKE-SHAKE


Blendera vanilyalı dondurma, frambuaz ve süt koyarak çekin.
Ölçü tamamen arzuya bağlıdır. Vanilyalı dondurma ölçüsü fazlaca olmalı, ancak frambuaz ve süt, istenilen yoğunluğa göre tercih edilmelidir. Özellikle sıcak günlerde son derece şık bir sunum olacaktır. Frambuaz, genellikle taze olarak temini pek mümkün olmayan bir meyve olduğu için, dondurulmuş frambuaz çözdürülerek kullanılabilir. Ayrıca frambuaz yerine çilek veya böğürtlen de tercih edilebilir.

TRUFFLE

Truffle, tüm dünyada el yapımı olarak üretilen bir çikolata türüdür.Bu sebeple satış rakamları her zaman yüksektir.
Truffle, aynı zamanda saf çikolatanın krema ile buluşmuş en keyifli halidir, özellikle kahvenin yanına son derece yakışır.
Truffle yapımı için kuvertür çikolata kullanılır. Benmari usulü eritilen çikolatanın içine krema eklenir ve birkaç kez karıştırdıktan sonra kenara alınır. Burada kullanılacak ölçü, çikolatanın yarısı kadar kremadır. Yani örnek olarak 400 gramlık bir çikolata için 200 gram çiğ krema kullanılmalıdır.
Isıdan alındıktan sonra, parlaklık sağlaması için yarım yemek kaşığı tereyağı ve 2-3yemek kaşığı sherry (veya tatlı sınıfından herhangi bir likör) eklenir ve homojen hale getirildikten sonra kenarda soğuması için bırakılır.
Üzeri kapatılan karışım minimum 4 saat, ideal olarak bir gece bozdolabında bırakılır.
Daha sonra elle minik parçalar kopartılarak bol kakaoya bulanır.
Elle çok fazla temas etmemek gerekir çünkü çikolata hemen erimeye başlar.Ayrıca orjinali, minik çikolata toplarının çok fazla şekillendirilmeden, doğal halinde kalmasıdır.
Servis zamanına kadar üzeri örtülerek buzdolabında tutulması gerekir.

30 Mayıs 2010 Pazar

Serçe Kuşun Sonbaharı-Yılmaz Karakoyunlu


Cazibe ve Mâriye bir erkeğin hayat hikâyesinde karşı karşıyaydılar. Cazibe, Bedreddin’in sahip olduklarının hepsini, Mâriye’nin büyük kıskançlıkla özlediğini hissediyordu. Bunun, ölçüsü iyi belirlenmiş terbiyeli vuslat hayallerine dönüştüğünün farkındaydı. Lakin bunların hiçbirinin Bedreddin’deki gizi çözmeye yetmediğini de görmüştü. Bedreddin, belli ki her gece koynuna girdiğinden çok farklı bir varlıktı…Yılmaz Karakoyunlu, Serçe Kuşun Sonbaharı’nda, Nâzım Hikmet ve Hilmi Yavuz’un şiirleştirdiği, pek çok roman ve oyuna konu olan Şeyh Bedreddin’i, yepyeni ve farklı bir yaklaşımla romanlaştırıyor.Serçe Kuşun Sonbaharı bir “tarihi roman”: Şeyh Bedreddin İsyanı’nı, tarihin gerçeklerini gözden kaçırmadan, Yıldırım Bayezid-Timurlenk çatışmasının ve Osmanlı’yı yok olmanın eşiğine getiren Fetret Devri’ni doğuran koşulların ışığında ele alıyor.Serçe Kuşun Sonbaharı aslında bir “aşk romanı”: Şeyh Bedreddin’e ilk kez bir erkek ve bir “âşık” olarak bakıyor, baldızı Mâriye’ye olan ateşli tutkusunu ve Bedreddin’in bu tutku aracılığı ile olgunlaşmasını işliyor.

Muffinlere dayanamıyorum!


Bir mekan: Urla Yengeç restoran


Urla'da gündüz başka güzel, akşam bir başka güzel...Hangi noktasını anlatmalı ki! Doğa güzelliği, yeşili, mavisi, Tanju Okan'ın her köşeye sinmiş anıları, yüzde yüz organik ürünlerin tezgahlara yayıldığı semt pazarları, sukunet ve balık, meze, bunların en güzel sunumlarını yapan Urla'ya özgü mekanlar...
İşte Yengeç bunlardan biri. Her daim taze ürünleri var. balığı, otları, birbirinden değişik mezeleri ve ara sıcakları, sürpriz tatlıları...Denemeden geçmek büyük kayıp. Güleryüzlü sahipleri de ayrı bir artı...

Party Time!


Aydınlığın rengi beyaz, her zaman net ve yalın


Mobilyada beyaz tercihler

Mobilyada beyaz tercih etmek bazen dekore aşamasını en çok kolaylaştıran tercihlerden birini oluşturur. Zira beyaz renk mobilya tüm dikkatleri üzerine çekecek ve ona eşlik edecek çarpıcı bir duvar boyası veya duvar kağıdı kullanmak daha mümkün olacaktır.

Beyaz mobilya, bu şekilde kullanılacak olan objelere de büyük kolaylık sağlar. Objeler büyük, çarpıcı renkli ve iddialı seçilebilir çünkü mobilya açık renk olduğu için ortam her türlü seçimi kolaylıkla taşıyabilir.

Beyaz mobilyada kullanılacak ahşap materyali seçmek çok önemlidir. Açık renkler kaliteyi ve işçiliği çok ön plana çıkarır. O sebeple azami dikkat gerekeceği unutulmamalıdır.

Beyaz mobilya halı seçimini de kolaylaştırır, ayrıca ortama ışık sağlar ve pozitif bir renk getirir.

Şimdi Santorini'de olmak vardı!


SANTORİNİ-Yunanistan

Doğa, tarih ya da eğlence,.Tatil anlayışınız hangisi olursa olsun Yunan Adası Santorini’de bulacaksınız. Santorini, şüphesiz Yunanistan’ın en sıra dışı adası. Denizden yüzlerce metre yükseklikte kurulu köyleri ve romantik terasları küllerinden yeniden doğan, dünyada eşi benzeri olmayan bir manzarayı ve yaşlı bir volkandan geriye kalan krateri seyrediyor. Adanın başkenti Fira’nın en önemli özelliklerinden biri de sadece bu adaya özgü bir tarzda inşa edilmiş olan evleri. Adanın söz konusu evleri tipik olarak küçük, kireç beyazı, sayısız pencereli ve özel çatı kaplamaları kullanılarak inşa edilen evler. Bu evlerin kimi restorana, kimi bara dönüştürülmüş. Yemek yemek ya da bir şeyler içmek istediğiniz her mekanda büyüleyici bir deniz ve ada manzarasının tadını çıkarıyorsunuz. Bu manzarayı seyretmek için özel bir çaba harcamanıza gerek kalmıyor. Geleneksel evlerin bir kısmı ise lüks otel ve villalara dönüştürülmüş. Hemen hepsinin teraslarına inşa edilen havuzlar, sanki uçurumun kenarında yüzüyormuşsunuz hissi uyandırıyor. tatlı şarap üretimi çok yaygın. Çünkü zengin volkan toprağı üzüm bağları ve küçük domates yetiştiriciliği için çok uygun. Köy yollarında karşınıza tadım yapılabilen şaraphaneler çıkıyor. Hepsi birbirinden şık, öyle ki, yaz aylarında buralarda düğünler organize ediliyor. Merkez Fira’ya oranla çok daha sakin ve çarpıcı olan Oia kasabasına 20-25 dakikalık bir otobüs yolculuğu ile ulaşabiliyorsunuz. Her saat başı kalkan otobüsler sizi dünyanın günbatımı güzelliğiyle ünlü bir köşesine götürüyor. Fotoğraf makinesini eline almamış biri için bile fotoğrafçı olmayı düşündüren bu cennet köşesinde, günbatımını uçurumun kıyısındaki lokantalarda izleyebiliyorsunuz.

Santorini, M.Ö. 3000 yılından itibaren Minos Uygarlığı’nın bir parçası olarak gelişimini sürdürmüş. M.Ö. 1450 yılında meydana gelen volkanik patlama sonucu parçalanarak üç küçük, bir büyük adaya dönüşmüş. Geri kalan kara parçası yarım ay şeklinde kalarak Santorini’yi oluşturmuş. Adanın kalbi ise şu anda denizin altında. Adada bulunan volkan bugün bile aktif. Öyle ki, 80 derecelik sıcaklıkta buhar püskürtüyor. Daha önceki patlamalardan kalan gri, siyah, kahverengi volkanik oluşumların hala izlenebildiği Santorini’de umarız uzun seneler yeniden hareketlilik yaşanmaz…


KADINLAR PURO İÇEN ERKEK SEVER,çünkü puro içen erkeğin hayattan zevk aldığını bilir….

Puro içen erkeğin damak tadı gelişmiştir, zevkleri rafinedir. Puro, saklanmasından yakılmasına, satın alınmasından çeşitlerine kadar içimi pek çok adap kuralına bağlı rafine bir içimdir, güç, başarı, tutku, heyecan ve statü simgesidir.
Hiçbir zaman trend takip etmek adına üstün körü tüketilecek bir obje olmamıştır. Eğer puroya yeni başlıyorsanız, puro içicileri arasına kabul görmeniz için, kurallara uymanız gereklidir.
Doğuşu, güneşli ve esmer iklim Karayip Denizi kıyılarında olmuştur.Felsefesi çok farklıdır.Ayırımı, daha tohum halindeyken başlar.Connecticut tohumu veya Küba tohumu olmasının, aradaki lezzet farkına sebep olması gibi… Tütünleri güneş altında olgunlaştırılır, güneş gören ve güneş görmeyen yapraklar ayrı kümelenir, değişik tütünler karıştırılarak harmanlar elde edilir, harmancının mahareti puroya bir basamak daha özellik katar, büyülü bir sarım hikayesini tamamlayarak kullanıma hazır hale gelir…

Küçük ve yuvarlak puro: sigarillos
İnce ve uzun puro: panatella
Kalın ve kısa puro: cigara
İri ve kalın puro: corona

Puroyu koruma: Kaliteli bir puro kutusu, normal bir kutudan çok farklıdır.Satışa sunulan kutu, puroyu uzun süre saklamak için ideal olan kutu değildir, o sadece ürünü size ulaştırmıştır, kullanım esnasında özel kutuda muhafaza edilmeyen puro, kalitesini kaybeder.

Puro yakma: Puronun yakılacak ucuna “ayak”, diğer ucuna “baş” denir. Puro, kısa, canlı ama hiçbir koku yaymayan alevle yakılır. Dev boyuttaki ahşap kibritlerin amacı budur. Alev, puro ucunun bir santimetre altında tutulur ve bundan sonra ağza götürülerek bir nefes alınır. İlk nefeste yaşanan gevşeme ve zevk dalgasının tadı çıkarılır.

Gevşek veya sıkı sarılmış bir puro, zevk değil sıkıntı verir. Çünkü yanışı ile ortaya çıkacak kimyasallar, ağızda acı bir tat bırakır. Puro konusunda iyi bir uzman olmak, bu aşamada kendini gösterir, iyi bir puro içicisi, puroyu daha eline aldığı an, onun sarımı, kalitesi veya tütün grubu hakkında tespitte bulunabilmelidir.

Puro ile kısa kısa...


--Eğer puronun her iki ucu da kapalı ise, sadece içilecek taraf kesilir ve bunun için kullanılan alete cutter veya giyotin denir.
--Başkasının purosu yakılmaz. Puro yakmak kişiseldir.
--Dumanı kısa ve sık aralıklarla çekilmez
--Size ait olmayan mekanlarda puro içmek için izin istemelisiniz.
--Külü silkeleme zamanı, külde küçük bir çatlak oluştuğu andır, daha fazla beklenmez.
--Puronun en iyi dostları, güzel bir yemeğin ardından içilecek kaliteli bir brandy, bourbon veya konyaktır.
--Puro içerken ciğerler kullanılmaz.
--Bir odada iki saat kalan puro kokusu, içilmiş olan puronun iyi kalite olduğunu gösterir.
--Bir puronun yüzde sekseni bitmeden atmak puro görgüsüne aykırıdır.
--Puro içimini en zevkle takip eden puro dergisi: Amerika’da yayımlanan Cigar Aficionado
--En unutulmayan puro içicisi : Che Guevara (Küba’dan çıkması tesadüf olmamalı !!!)
--En klasik puro markaları : Küba’dan Habanos (Cuaba, Trinidad, Vegas Robaina, Vegueros) San Chiristobal (El Principe, La Punta, El Fuerza, El Morro).

Brügge, bir rüya kent


Brügge-Belçika

11. yüzyılda Avrupa'nın ticaret merkezi olan ve adı “köprüler” anlamına gelen Brugge, ortaçağdan günümüze ulaşmış tarihi bir kenttir. seller ve coğrafi değişiklikler yüzünden denizle bağlantısını bir iki kanal dışında kesmektedir. Günümüzde şehir merkezinin Kuzey Denizi kıyısında bulunmamasına rağmen, denize yakınlığı nedeniyle hâlâ bir liman kenti olarak anılmaktadır. Şehrin içindeki kanallar günümüzde ulaşım maksadıyla kullanılmakta olup, bunlarda turistik geziler de düzenlenmektedir. Ayrıca şehre görkemli havasını kazandıran da bu kanallardır.
Avrupa’nın en iyi korunmuş Ortaçağ kenti Brugge’ün sokaklarında dolaşmak insana tarihsel bir yolculuk yaşatır. Arnavut kaldırımlı sokak ve meydanları, dar sokakları, şirin cafeleri, üçgen çatılı evleri, görkemli gotik binaları ve faytonların tıngırtılarıyla tarihi ve romantik bir şehir olma sıfatını fazlasıyla hak etmektedir.
Suyun insana huzur veren varlığının yanı sıra, kanalları süsleyen kemerli eski köprüler kentin ortaçağ atmosferini konuklarına yansıtır. ‘Canot’ adı verilen teknelerle, üzerinde kuğuların salındığı kanallarda düşsel bir yolculuk yapılır. Onlarca eski köprünün süslediği kanalların kıyısındaki ortaçağ evleri, evlerin suda yansıyan sureti akşam ışıklarıyla birlikte eşsiz görüntüler oluşturuyor. Belçika’nın gözde şehrine bu nedenle ‘Kuzeyin Venediği’ sıfatı yakıştırılmış.
Kenti gezerken flamalarda, heykellerde sürekli ‘ayı’ ve ‘aslan pençesi’ figürlerine rastlayabilirsiniz. Hanedan döneminin amblemi ‘ayı’ ile Fransız egemenliğine karşı olanların amblemi ‘aslan pençesi’ şehrin sembolü haline gelmiş. Günümüzdeyse Brugge’ün yeni imajı çok farklı: ‘Aşıklar Kenti’. Nostaljik sokaklarla bezeli bu vakur ve romantik kent, yeni evlilerin gözde balayı mekanı olmuştur. Yılda üç milyona yakın turisti konuk eden Brugge, diğer Avrupa kentlerini romantik havası ile kıskandırmaya devam ediyor.
Brugge deyince ilk akla gelenler dantel, çikolata, bira, elmas ve beyaz şarap ile pişirilmiş midye. Yüzyıllar boyunca giysilerde ve ev dekorasyonunda kullanılan dantel (diğer ismi ile rahibe işi) Brugge’ün simgesi olmuş. Onlarca ahşap makara ve iğne kullanılarak değişik bir yöntemle işlenen danteller evlerin pencerelerini, yastıkların ve masaların üzerini süslüyor hala. Değişik çeşitleriyle dükkanların vitrinlerini dolduran çikolataların ve dünyaca ünlü Belçika birasının tadına bakmadan kentten ayrılmamak gerek.
Merkezde otomobilden çok bisiklet trafiğe hakimdir. İnsanları sabırlı ve saygılıdır.Ve Brugge olanca romantik havası ile yeni konuklarını beklemektedir.

Meraklısına TAROT




İnsanlarda geleceği öğrenme tutkusu her zaman varolmuş ve bu tutku, yakın gelecekte bizleri nelerin beklediği şeklinde her zaman merak edilip araştırılmıştır.
TAROT, bu merak duygusunda başı çeken bir tür.
Tarot öyle benimsenmiş ve yayılmış ki bugün kutu oyunu haline dahi bürünmüş olarak karşımızda. Yaşamdan neler bekliyoruz veya olması muhtemel olaylar neler olacak gibi varsayımlar bu kez kutu oyunu tarot ile masamızda.
Tarot kartları geleceği okuyor, fal misali hem eğlenceli hem de meraklı saatler bizleri bekliyor. Kutulu aktiviteler satan her yerden temin edebilirsiniz.

KUPTA KREMALI KESTANE


600 gram kestane şekeri (kırık kestane satın almak uygun olur),1.5 çay bardağı süt,1 su bardağı frambuaz marmelatı,2 çorba kaşığı kakao pürüzsüz olana kadar karıştırılır. Bu karışım kup kaselerine bölünür.

Diğer tarafta 100 gram bitter çikolata yarım su bardağı süt ile kısık ateşte eritilir.

Ayrı bir kapta yarım bardak soğuk süt ile 1 poşet krem şanti çırpılır. Eriyen çikolata bu karışıma katılır.Kuplara bu kez de bu paylaştırılır.

Hindistan cevizi veya Antep fıstık ile süslenmelidir.

Çocuklara okumayı aşılamak...


Kitaplar, ebeveynleri çocuklara bağlayan çok özel bir yoldur ve çocuklar için kitap seçimi titizlikle yapılmalıdır. Yoğun bir günün ardından çocuklarınıza ayıracağınız birkaç dakika ile onlara okuduğunuz kitap, hem sizin hem de çocuklarınızın en mutlu dakikaları olacaktır. Çocuklara kitap seçerken eğer bilinçli seçim yaparsanız, bu aktiviteye ayırdığınız süreyi daha verimli kullanmış olursunuz.
Kitap, okuyanın katılımına açık ve etkileşimi destekleyici olmalıdır. Dokun-hisset kitapları, üç boyutlu kitaplar, soru soran ya da okurken soru sormanıza fırsat veren kitaplar tercih edin.
Uyumlu şekilde tekrar eden kelimelerin olduğu ve çocukların tahmin edebileceği olaylardan oluşan bir örgüye sahip olması, ideal kitap özellikleridir. Okuyanın üzerinde etki bırakan, hayal kurmasına ya da çıkarım yapmasına fırsat veren kitaplar yine öncelik verilmesi gereken kitaplardır.
Kitap dilinin ilginç, akıcı ve çocukları yeni kelimeler ile tanıştırıyor olması iyi bir ölçüttür. Çocuklar çok çabuk öğrenir ve yeni kelimeler kullanmayı severler.
Kitabın resimleri çocukları içine alan, ilginç ve yaşlarına uygun olmalıdır. Kitap alırken içindeki illüstrasyonlara çocuğunuzun nasıl tepki vereceğini düşünün. Aynı zamanda kitabın içeriğine eşlik eden illüstrasyonlar metin ile uyumlu olmalıdır. Parlak ya da mat, gerçek ve ya çizgi ama mutlaka içeriği tamamlamalıdır. Kitabın resimleri çocukları farklı sanatsal stillerle tanıştırmalıdır. Suluboya, yağlıboya, kolaj, fotoğraf gibi.
Çocuk kitapları dini, etik, cinsiyete dayalı önyargılardan uzak olmalıdır. Çocukların kendi yaşadıkları ve ya yaşamaları muhtemel deneyimleri yansıtmaları en ideal olanıdır. Böylece çocuk benzer olaylarla karşılaştığı zaman nasıl davranması gerektiğini de kafasında şekillendirmiş olacaktır.

Su altı fotoğrafçılığı

Denizlerin derinlikleri, insanoğlunu her zaman çekmiştir. İnsanoğlu asırlardır derinliklerde neler oluyor, neler var, kimler yaşıyor sorularının cevabını aramıştır.
sportif amaçlı inilebilen derinlik 42 metre olmakla birlikte derinliğin gerçek bir merak duygusu uyandırdığı ve insanları çektiği muhakkaktır. Normal şartlar altında inebildiğimiz derinlik bugünkü sportif dalış malzemeleri ile en fazla 50-60 metre kadardır.
Su altının güzelliklerini anlatmak zordur, bunları yaşamak gerekmektedir. Orfozların bizleri gördüğü zaman salınarak derinliklere gitmesi, ahtapot'un yuvasında kendisini taşlar ve deniz kabuğu ile kamuflaj etmesi, o kızgın bakışlı suratı ile bize bakan müreni, sevimli yüzlü mıgrıyı, kumu bıyıkları ile karıştıran tekiri, akrabaları ile grup halinde dolaşan sevimli çupra ve karagözleri, vatozları, akyaları, barakudaları anlatmak bazen kelimelerle mümkün olmayabilir. Bu güzellikleri su üstüne taşımak için basınca dayanıklı içine su geçirmeyen sualtı fotoğraf ve video makineleri yapılmıştır.
Sualtı fotoğrafçısı nasıl olunur sorusuna yanıt olarak ilk önce iyi bir yüzücü olmak, bunun devamı olan Balıkadam eğitimini (1 yıldız balık adam Brövesi) alıp su altında sepiye ayarını (denge ayarını) iyi bir şekilde yapabilmektir. Balıkadam Brövesi Türkiye'de TÜRKİYE SUALTI SPORLARI, CANKURTARMA SUKAYAĞI VE PALETLİ YÜZME FEDERASYONU’na bağlı kulüpler tarafından verilmektedir. (Federasyon Fransa'daki CMAS Sistemine bağlıdır.)
Su altında güzel kareler yakalamak zaman ve sabır gerektirir, su altında karadaki gibi vücut dengesini ayarlamak ve çekilecek nesneyi konulu yakalayabilmek önemlidir. Düşünün ki bu sizden korkarak kaçan bir balık var ve aynı zamanda dip akıntıları sizi sürüklüyor. Sualtında güçlü flaşlar kullanmak zorundayız, çünkü ilk 5 metrede kırmızı renk kaybolur ve derinlik arttıkça diğer renkler de yavaş yavaş yok olur, 31 metreden sonra ise bütün renkler griye dönüşür. Cisme ışık tuttuğunuzda gri görünen renk yerine, gerçek renk gelmektedir. Yani, fotoğrafını çektiğimiz canlıların renklerini görmeden kareleyemeyiz. Türkiye'de belli sayıda sualtı fotoğraf sanatçısı bulunmaktadır. Bunların içinde güzel kareler yakalayan sanatçılar Ferda BÜYÜKBAYKAL, Tahsin CEYLAN, Erhan ÖZTÜRK, Ateş EVİRGEN, Engin AYGÜN, Ozan ÇOKDEĞER ve Cem BOYNER gibi sıralanabilir.
Türkiye'de sualtı fotoğrafçılığı biraz yavaş gelişmektedir. Çünkü bu ekipmanlara sahip olabilmek için 1500 ile 5000 dolar arası bir para ödemek gerekmektedir. Makinenin içine deniz suyu girerse makinenin bütün parçaları paslanmakta ve tamiratı da biraz pahalı olmaktadır.
Sualtı fotoğraf makinelerinin üzerinde markalarına göre 3-4 adet O-ring bulunmaktadır. Bunlar sualtına girmeden önce silikon gres yağları ile yağlanmaktadır.Sualtı fotoğraf ekipmanları değişik isimlerde ve modellerde piyasada belli başlı firmalarda bulunmaktadır. Bunlar: NIKONOS V, SEA&SEA, IKELITE gibi sıralanabilir.
SEA&SEA modelinin en iyi özelliği 35mm objektif üzerine 16mm ve makro lensleri takılabilmesidir. Close-up moduna geçebilme özellikleri olduğu gibi kolay kullanım olanakları vardır. NIKONUS V'nin ise sualtında lens değiştirme özelliği yoktur. Hangi lens takılı ise onla çekim yapılabilmektedir, lens değiştirmek istendiğinde su yüzüne çıkıp makineyi iyice kurutmak gerekmektedir.

Roman: Halide Edib-İpek Çalışlar


İşgale karşı isyanın hatibi… 1915 Ermeni tehcirinde sesini yükseltmiş; idam cezasına yüzyıl önce karşı durmuş birkaç aykırı isimden biri… Mahatma Grandhi’nin, Bertrand Russel’ın ve Yahya Kemal’in yakın dostu… Ali Ayet ile Hasan Zeki’nin annesi… Yüzlerce makalenin, onlarca kitabın yazarı… Aşkın ve hürriyetin her gün yeniden kazanılması gerektiğine inanan, dünya çapında entelektüel bir kadın, Halide Edib… İpek Çalışlar’ın, roman akıcılığında kaleme aldığı bu kitap; sabırlı, ayrıntılı bir araştırmaya, tanıklıklara, bugüne kadar gün ışığına çıkmamış mektuplara, arşiv belgelerine dayanıyor. Çalışlar, edebiyat ve siyasetle geçmiş bir ömrün karanlıkta kalmış yanlarını da içeren çalışmasıyla, “Halide Edib gerçeği”ni anlatıyor. “Latife Hanım” kitabıyla yakın tarihimize farklı bir gözle bakmamızı sağlayan İpek Çalışlar’dan bir biyografi daha.

Ayşe Kulin ne de güzel söylemiş...


Demişki, "mezar taşları ile övünülmez".

Ailemin Bosna tarihinde önemli bir yer tuttuğunu biliyorum. Buna rağmen tüm aile fertleri hayatımda tanıdığım en alçak gönüllü, en kibirsiz, en zarif insanlardı. İlkokuldayken ansiklopedileri karıştırıp, büyüklerime sayfalardakibilgileri gösterir, ailemin önemini onlardan da duymak isterdim ve her birinden hep aynı yanıtı alırdım:"mezar taşları ile övünmek çok ayıptır. Eğer varsa, asalet, insanın sadece ruhunda bulunur"Bu terbiyeyle büyümenin bende izleri oldu, hiç kimseyi hor görmem, hiç bir üvanı da önemsemem.

Bir başarı öyküsü: Julie&Julia






Filmde birbirine paralel olarak verilen iki ayrı kadın öyküsü var. Biri, 1900'lü senelerde konsolos eşi ile birlikte Paris'e yerleşen Julia Child'ın (Meryl Streep) Fransız mutfağı ile tanışması ve hala ününü sürdüren ünlü yemek kitabını kaleme alması, diğeri ise, günümüz Amerikasında az maaşlı işinde didinerek mutlu olmaya çalışan genç Julie Powell'ın, bu durumdan kurtulmak için sanal ortamı değerlendirerek bir blog kurması ve 365 günde Fransız mutfağına ait 524 Julia Child tarifi deneyerek kendi hayatını değiştirmesi anlatılıyor.Bu efsanevi başarı öyküsü ile Fransız mutfağına dair yeni bir çağın ve neslin başlangıcına tanık olun.
Yönetmen: Nora Ephron
http://www.julieandjulia.com
Oyuncular:Meryl Streep, Amy Adams

Güzellik hem doğada hem de küçük sırlarda...


Saçlarınızın kolay yağlanmasına izin vermeyin.

Şampuanlama sırasında eğer saçınızı tarayacaksanız çok sert biçimde taramak yerine hafifçe tarayın. Ayrıca kullandığınız kremi saçınızın ortasından başlayarak uçlarına doğru sürün.

Saçlarınızı kurutmadan önce: Saçlarınızın dalgalarının kalıcı olmasını istiyorsanız kurutma makinasıyla kurutmadan önce bir müddet kendi kendine kurumasını bekleyin. Kepek sorununa son: Şampuanlama sırasında saçınıza masaj yaptıktan sonra nemli bir havlu ile kurulayın ve tarayarak kepekleri atın. Ayrıca banyo sırasında şampuanınıza elma suyu ekleyebilirsiniz. Fakat bu karışımı uyguladıktan sonra saçınızı kurutmayıp kendiliğinden kurumasını bekleyin. Artık sabah kalktığınız zaman saçınıza şekil verebilirsiniz.

Saçlarınızı kolay şekillendirin: Biryantin gibi saç şekillendiricilerini kullanmadan önce saçınızı kurutun. Ama yine de biraz nemli kalabilir. Böylelikle hem kullanılması daha rahat olur hem de saçınız daha kolay şekil alır.

Kendinizi iyi hissetmek için banyo yapmayı düşünüyorsanız: Duş aldıktan sonra 38 derecelik banyo suyuna bir miktar deniz suyu katarsanız tüm ölü hücreleriniz temizlenmiş olur. Yüzmeden önce saç bakımı: Denize ya da havuza girmeden önce saçlarınızı soğuk su ile ıslatın. Böylece saçlarınız tuzlu ve klorlu suya girmeden önce kendini yeniler ve korur. Saçlarınızın parlaklığını korumak için: Özellikle açık renkli saçlı kadınların yapması gereken tek şey, saçlarının parlaklığını korumaktır.

Işıl ışıl saçlara kavuşmak için banyodan sonra durulama sırasında bir iki damla limonu su ile karıştırarak saçınıza sürmelisiniz.

Cildiniz parlıyorsa: Cildinizi kurutmadan matlaştırmanız gerekir. Fondöteninizi sürmeden önce matlaştırıcı kremler kullanmalısınız. Ve günlük kremler kullanırken bunların jel olmalarına özen gösterin.

Gözlerdeki şişlik: Sabahları uyandığınızda gözleriniz kızarmış ve şişmişse uyudunuz odayı havalandırmalısınız. Daha sonra ise rahatlatıcı losyona batırdığınız pamuğu gözlerinizin üzerinde en az 10 dakika bekletin.

Çivisi Çıkmış Dünya-Amin Maalouf


Türk okurunun daha çok tarihsel romanlarıyla tanıdığı Maalouf, bu kez "medeniyetler çatışması" adı altında kuramsallaşıp yasallaşan ve dünyadaki bütün kültürler ve halklar için felakete yol açacak konuları eleştiriyor. Yazar, yaşamın devamlılığının olmazsa olmazı olarak gördüğü hoşgörü çığlığını yeniden duymaya davet ediyor insanlığı...Çivisi Çıkmış Dünya bir yandan küresel ısınma, enerji kaynakları ve doğal felaketlerle mücadele eden insanlık için bir yol haritası...
Maalouf'un bu eseri, her şeye rağmen birbirimize saygı duymayı ve birlikte yaşamayı başarmak isteyenler için bir tür pusula.

Dekorasyonda damask


Damask, en temel sıralı desen tiplerinden biri olup, çok eski tarihlerden günümüze dek gelen stildir. Çıkış yeri Ortadoğudur. Daha sonra İtalya’da sıklıkla kullanılmaya başladığı görülmüştür. Genellikle iki renk esas alınır ve yine çoğunlukla kontrast olan iki renk kullanılmaya özen gösterilir. Kumaş tiplerinden ipek, yün, sentetik veya pamuklular damask için uygundur. Duvar kağıtlarında da sıklıkla uygulanır.
Tarzı ve görüntüde verdiği seri desen grafiği sebebi ile dekorasyonda değişik tarzlara ulaşmak için alternatif olarak kullanıldığı durumlarda her zaman başarılı sonuçlar verir. Özellikle klasik ve net çizgilere sahip mekanlara uygundur.

Zemin döşemesinde ahşap sıcaklık verir


Dekorasyondaki en başlıca unsurlardan biri de yer döşemesinde kullanılan malzemedir.
Bu malzemenin seçiminde elbette evin yazlık veya kışlık bir ev olmasının veya genel konseptinin etkisi büyüktür ancak unutulmaması gereken en önemli nokta, iyi seçilmiş bir yer döşemesi ve kullanılacak malzemenin iyi kalitede olmasının, ortamdaki havayı bir anda değiştirecek kadar önemli olduğudur.
Günümüzde minimal tarz dekorasyona daha fazla önem veriliyor olmasının bir yansıması da yerlerin daha öncelikli dikkatimizi çekmesidir. Mekana girere girmez gözler yere dönecek ve hele ki kullanılan materyal iyi kalite bir ahşap ise, görüntü sımsıcacık bir havaya bürünecektir.

29 Mayıs 2010 Cumartesi

Tırnaklarla sağlık testi


Tırnaklar; parmak uçlarını koruyan, tutmayı ve zarif el işlerine olanak sağlayan bir deri eki. Tırnak kökündeki deriden gelişen sert boynuzsu yapı olan tırnak plağı, elde 3-4 ay, ayakta ise 6-8 ayda uca doğru uzuyor.Uzmanlar, önem vermediğimiz tırnaklarımızın bazı vitamin eksikliklerinde bize uyarılar gönderdiğini ve bu nedenle onlara iyi bakmamız gerektiğini belirtiyor. Peki bu uyarılar neler?Tırnak yüzeyleriniz pürüzlü ise folik asit ve C vitamini ihtiyacınız var.Tırnak üzerinde beyaz lekeler var ise; protein veya çinko eksikliğiniz var.Tırnaklarınız soyuluyorsa, hidroklorik asit yetersizliği mevcut.Tırnaklarınız kuru ve zayıf ise A vitamini ve kalsiyum ihtiyacınız var.Tırnak renginiz koyu ve şekli bozuk ise B12 vitamininiz eksik.Tırnağınızı çevreleyen etler kızarık ise bu metabolizmanızın zayıflığına işaret ediyor.Sağlıklı bir tırnağın yüzeyi parlak pürüzsüz, esnek ve dış etkenlere dirençli olmalıdır. Tırnak sağlığını korumak için sert manikür ve pedikürden sakınmak, oje çözücüleri sıkça kullanmamak ve mümkünse el yıkandıktan sonra nemlendirici kullanmak gereklidir. Herhangi bir renk ve şekil değişimini fark edince kişilerin bir dermatoloji uzmanına danışmak ta akıllıca olacaktır.

AVUSTURYA KEKİ


6 yumurtanın sarısı ile 110 gram toz şeker (3/4 su bardağına tekabül ediyor) çırpılır.175 gram tereyağ ve 3 adet kare bitter çikolata eritilir.Erir erimez sıcakken yumurtalı karışım hızla karıştırarak içine ilave edilir.

Diğer tarafta 6 yumurtanın bu kez akları 4 yemek kaşığı toz şeker ile kar haline getirilir.Çikolatalı karışıma karıştırılır ve en son 3 yemek kaşığı dr ötker pandisyanya unu ilave edilir.

170 derecede pişirilir.Servis yaparken pudra şekeri serpilir ve yanına vanilyalı dondurma konur.

Püf noktası : fırından alırken çok sert olmamasına dikkat edelim zira dışarıya alınınca ve soğudukça sertleşen bir yapısı olduğu için,eğer çok tutulursa sonuç alınamayabilir.

Lavanta tarlalarının doğadaki muhteşem görüntüsü


Film: Aşka Son Şans


Tür: Dram, romantik
Yönetmen: Joel Hopkins
Senaryo: Joel Hopkins
Yapımcı: Guy Tannahill, Jawal Nga, Tim Perell
Görüntü Yönetmeni: John De Borman
Müzik: Dickon Hinchliffe
Süre: 1 saat 32 dak.
Yaşın önemi olmadan yeni başlangıçları kutlayan bir film.New York'lu Harvey Shine, bir jingle yazarı olarak çıkmaza girmiş işini kaybetme noktasındadır. Patronundan son bir şans koparmıştır. Önce hafta sonunda Londra'ya kızının düğününe gidecek ve pazartesi günü önemli bir toplantı için geri dönecektir.Kızının kilisede yürümek için üvey babasını seçtiğini öğrendiğinde yıkılmış bir halde, düğün yemeğine kalmadan havaalanına geri döner. Fakat uçağı da kaçırmıştır, böylelikle işini devam ettirme şansını da.Bunca sıkıntı arasında havaalanında bir kadeh içki içerken, onun hayatını derinden etkileyecek bir sürprizle karşılaşacaktır. Bu sürpriz 40'lı yaşlarında, duygusal ve bir onun kadar bir ilişkiye ihtiyacı olan bir kadındır


Romantik filmler kuşağı


3 yaşındayım ve artık bir birey oldum!

3 yaş çocuklarının özellikleri

Çocuğunuz üç yaşına girdiğinde harikulade bir şey olur. O sizin her zaman hayal ettiğiniz bir evlat haline gelir. Çünkü bedeni daha işbirlikçi ve yeteneklidir, güven verir ve genellikle kendini daha rahat hisseder. Ara sıra bazı aksilikleri olabilir, fakat çoğunlukla üç yaşındaki çocuğunuz arkadaş canlısı, konuşkan ve tamamen yardım severdir. Her şeyi görmek ve yapmak isterler.

3 yaş grubunda daha komplike dil yeteneği görülmektedir. Kısa ve yalın cümleler yerini karışık ama mantıklı cümlelere bırakır. Etrafları ile net ilişkiler kurarlar, kurdukları oyunlar daha ayrıntılı sahneler içerir. Bu dönemde onu başka kişi veya çocuklarla paylaşımcı olmaya yönlendirmeli ve grup çalışmalarına organize olmaya sevketmelisiniz.

Bu yaş grubunda çocuklar birbirleri ile oyun esnasında tartıştığı zaman öncelikle dışarıdan seyretmeyi deneyin, çok acil müdahaleci olmayın. Bekleyin ve sorunu onun çözmesine izin verin.

Bu dönem aynı zamanda çocukların kadın veya erkek kimliklerinin farklı olduğunu keşfettikleri yaştır. Oyun oynarken erkek çocuklar baba olur, kız çocuklar anne….Kendisine görünmeyen hayali arkadaşlar icat edebilir. Veya oyuncaklarının içinden en sevdiği bir tanesine aşırı bağımlılık gösterebilir. Duygularını, kızgınlık, ağlama veya mutluluklarını o oyuncağı ile paylaştığı gözlemlenebilir. Bu dönemde çocukların medya ile doğrudan iletişim içinde olmalarını engellemek ve başta televizyon olmak üzere, radyo, gazete, dergi gibi tüm görsellerin çocuk ruhsal gelişimine bu dönemde şekil verdiği gerçeğinden hareketle programlar konusunda dikkatli olmak gerekecektir

Okul öncesi, çocuklara yapıştırma, kesme ve sayma gibi yeni yeteneklerin ortaya çıkma fırsatını vermekle birlikte, temel amacı sosyalleşmedir. Birçok ebeveyn bunu çocuğun akademik durumunun başlangıcı gibi sayarak bu durumda onları daha fazla zorlamaya iterler. Üç yaşındaki çocuğunuzun en iyi öğrenme yolu oyun, gözlem ve konuşma iledir. İleriki yıllara ait öğrenme materyallerinden uzak tutun. Çocuğunuz, eğitimle ilgili alanlara zorlanırsa, ilerde okula karşı bir kaçınma yaşayabilir.Çocuklar, özellikle küçük çocuklar, düzenli bir iş planına ihtiyaç duyabilirler. Çocuğunuz ne zaman oyun oynayabileceğini, ne zaman yemek yiyebileceğini ve ne zaman yatağa girmesi gerektiğini bilirse, daha rahat davranabilir. Yeni bir maceraya başlamadan önce, bu ister okulun ilk günü olsun ya da yeni bir arkadaşının evinde oyun için toplanma olsun, ona zamanından önce ne beklemesi gerektiğini belirtin. Bu yaklaşım, yeni durumları daha az göz korkutucu hale getirir.Üç yaşındaki okul öncesi çocuğunuz bağımsızlığından gurur duyar. Kendi başına kararlar vermek isteyecektir. Söylediklerini işitin ve fikirlerine değer verdiğinizi gösterin. Mümkün oldukça ona seçimde bulunması için izin verin. Yanlış kararlarda bulunmasını, alternatifleri daraltarak engelleyebilirsiniz. Diğer bir deyişle menüdeki her maddeyi ona okumayın. Bunun yerine, omlet mi yoksa tavuk parçaları mı tercih edeceğini sorun.

ŞEF SALATA


Gevrek yeşillikler doğranır,tabağa alınır.Önceden haşlanarak hazırlanmış göğüs tavuk şerit şeklinde kesilir ve marulun üzerine konur.Küp küp kesilmiş kaşar peynir,jambon,kornişon,mısır,cherry domates ile salata tamamlanır.

Sosu : mayonez,1 diş ezilmiş sarımsak,az süzme yoğurt ve az sirke.

Kumların en sanatsal hali...


Kumdan Heykel Sanatı

Son yıllarda ve özellikle bazı sahil kesimlerinde görenleri hayrete düşüren bir aktivite modası başladı: Kumdan heykeller…
Bu heykellerin birer sanat harikası oldukları bir gerçek. Sanatçıları veya bu işe gönül vermiş hobicileri çalışırken izlemek büyük keyif. Eserler bittikten sonra da seyretmek, fotoğraflarını çekmek, hatta gece karanlığında aydınlatılmış haldeki görüntülerini seyretmek ayrı bir mutluluk kaynağı. Bazı sahil kesimlerinde showa ve yarışmaya dönüştürülmüş olan kumdan heykel yapımı, gün geçtikçe popüler olmaya devam ediyor.

Kim gölgesinden kaçabilir ki-Murathan Mungan

KİM GÖLGESİNDEN KAÇABİLİR Kİ?
Geçtiğimiz yollarda kaybettiklerimizin bize en büyük kötülüğü kendilerini tekrar, tekrar hatırlatmalarıdır.
Bir kere kaybetmekle kurtulamadığımız şeylerdir.
Yoklukları hayatımızdaki varlıkları haline gelir. Hep ama hep hatırlarız.
Ne biçim kaybetmektir bu? Kim gölgesinden kaçabilir ki?
Bazen duygularımız bizden erken yaşlanır ve bizden hayatın geri kalanını alır.
Hayatın, kendini anlayanları cezalandırmasıdır bu...
Durup durup ardına bakan kadınlar vardır. Geçmişi düşünmekten şimdiyi yaşayamazlar.
Her şeyi didikleyip duran mazisinin gölgesinden, anılarının yükünden bir türlü kurtulamayan gözleri ufuk yorgunu kadınlar.
Güçlü, köklü bir biçimde yeni arkadaş edinecek yaşları geride bıraktıysan eğer, hasar görmüş eski arkadaşlıkları onaracak çağı da geride bırakmış oluyorsun.
Zaman ilerledikçe birçok şey, daha zor olmaya baslar. Beklentisi yüksek olan kadınların yalnızlığı daha koyu oluyor.
Büyük lafların gölgesinde geçen hayatlar, bir daha iflah olmuyor, geçip gittiğiyle kalıyor.
Zaman, aşk, her şey! Ayrılıkları ayrıntılar acıtır.
Murathan Mungan

Kitre Bebekler


Kitre Bebek Sanatı

Ülkemizin tarihi, renkli dokusu, mutfak kültürü, el sanatları ve yaşam tarzı benim hep ilgimi çekmiştir. Derin zamanlarda araştırılabilecek kadar dolu bu konular ne kadar da farklı ve kendine özgü..
Seneler önce bir ramazan gecesi Sultanahmet'te tesadüfen turistlik bir gösteriye tanık olmuştum. Turistlik olarak adlandırılması ne kadar da yanlış aslında. Bizler acaba kendi öz değerlerimizi niçin ziyarete gelen turistler kadar ilgi ile araştırmıyoruz?
O gün kaybolmaya yüz tutmuş bir sanatı tanımıştım:Kitre Bebek Sanatı...
Anadolu'nun o muhteşem giysilerini, yüzlerindeki yaşanmış her çizgiyi bile tek tek yansıttıkları bebeklere giydiren sanatçılar. Ne kadar muhteşem bir görev,nasıl da nesilden nesile geçecek bir miras.

Kitre, ülkemizin güney ve güneydoğu bölgelerinde yetişen yabani bir dikenin özsuyudur. Köylüler kırlarda geven dikeninin gövdesine bıçakla çizik atar, birkaç gün beklerler. Bitkinin özsuyu çizik bölgeden akar ve kurur. Bir ağaç kabuğuna benzer görünüm alır. Bu kabuklar tek tek toplanır.Köylüler gıda ve ilaç alanında kullanır.
Kitreden yapılan bebekler (insan figürleri) ise, insanlık tarihi kadar eski bir metottur. Eski medeniyetler ait mezarlarda dini ve oyuncak amaçlı figürinler bulunmuştur.Bugün hobi olarak yapılmakta olan insan figürleri ise ” Yaşamdan Kesitler ” sunmak amaçlıdır.
Kitre bebekler, toplumların geçirdiği tarihsel süreçleri en güzel ve kalıcı şekillerde ifade eden araçlardır. Ayrıca ülkelerin birbirleri ile olan tanıtım kanallarına en güzel katkıyı sağlarlar. Bu konuya verilecek desteğin başında, bu sanatı tanıtacak tüm etkinliklere ilgi göstermek gelir. Günümüzde, özellikle meraklıların ve sanat okullarında okuyan branş öğrenci ve öğretmenlerinin katıldıkları yarışmalarla, beynelminel sergiler ve toplum dernekleri bünyesinde açılan eğitim merkezleri ile bu sanat desteklenmektedir.
Kitre bebek yapımında tel, pamuk ve kitre ile çalışılarak beden oluşturulduktan sonra pamuklu, ipek, kadife veya dokuma kumaşlardan kostüm dikilerek bebeğe giydirilir. Bebeklerin giydirilmesi ve giyim süslemelerinde tüm özelliklerin aslına sadık kalınarak hazırlanmasının önemli olduğunu vurgulamak gerekir. İnsana çok yakın olan bu bebeklerin, giyinmiş heykel görünümleri ve yöresel giyim farklılıkları ile öne çıkmakta, bölgeler ve kuşaklar arasında kültür alışverişini sağlayan bir köprü niteliği taşımaktadır.

ŞARAPLI ARMUT TATLISI


Görüntüsü muhteşem bir tatlıdır.Yapılışı kolay gibi gözükse de aslında yapım aşamasında birkaç noktaya dikkat edilmelidir.

6 adet deveci armudu dikkatlice soyulur,sapları üzerlerinde bırakılır.Satın alırken düzgün şekilli almaya dikkat ediniz.Tencereye bitişik dizilir.Üzerine 1 şişe kırmızı şarap dökülür.4 çubuk tarçın,her armut için yarım bardaktan biraz az şeker,1 kaşık limon suyu,2-3 karanfil tanesi atılır.Kapak kapatılır ve çok kısık ateşte pişirmeye bırakılır.Arada şarabın tam olarak emilip emilmediği yani rengin kırmızıya dönüp dönmediği kontrol edilir.Bazı yerler beyaz kalmaktadır.O tarafa doğru şaraplı sosa çevrilmek sureti ile her tarafın eksiksiz emmesi sağlanır.

Bir müddet sonra şeker karamelize hale gelir.Armutlar da yumuşamıştır.Servis tabağına alınır .Sos eğer çok yoğun değilse, bir müddet ateşte kaynatılarak karamel haline gelip yoğunlaşması sağlanır.ve armutların üzerlerine karamel sos dökülür.Kaymakla servis edilir ve taze nane yaprakları ile dekore edilir.

Çocuklu evlerde tehlikelere karşı uyanık olun!


-- Çay-kahve veya diğer sıcak sıvılar ve sıcak içecekler çocukların ulaşamayacağı yerlere konmalıdır.
-- Sıcak sıvı veya içecek taşırken, kucakta ayrıca çocuk taşınmamalıdır.
-- Sıcak içecek veya yiyecekler, masanın kenar tarafına ve kolayca ulaşılacak şeklide tutulmamalıdır.
-- Yine çekildiği zaman üzerindekilerin döküleceği uzun masa örtüsü kullanılmamalıdır.
-- Yemek pişirirken çocuklar ocağın etrafında bulunmamalıdır.
-- Mama sandalyeleri ve iskemleler ocaktan çok uzak yerlere konmalıdır.
-- Isıtılmış bir gıda bebeğe verilmeden önce dikkatle tadılarak önce kontrol edilmelidir.
-- Kesici ve delici aletler kesinlikle orta yerlerde bırakılmamalıdır.(Bıçak, meyve soyacağı gibi)
-- Bulaşık deterjanı veya baklagiller gibi, hemen ağzına atmaya müsait ne kadar madde varsa kapalı kapaklar ardında ve uzak tutulmalıdır.
-- Dolap kapakları veya çekmeceler dikkatle takip edilmeli ve parmaklarının kıstırılması tehlikesi önlenmelidir.

Riviera soslu linguini


Spagetti makarnanın yassı haline linguini deniyor.Daha da enli ve yassı olursa fettuccine olarak adlandırılıyor. Literatürdeki gerçek isimleri ile isimlendirilen makarnalar, önceki senelerde bazı restoran menülerinde yabancı ve karmaşık gibi gözükse de, aralarında varolan kesim farklılıkları ve bilindik tipleri artık iyiden iyiye yaşamımıza yerleşti...

2 çorba kaşığı tereyağı tavada eritilir. İçine 2 çorba kaşığı un ilave edilir. 500 ml. Süt eklenir. Bir çay kaşığı tuz ve bir fiske karabiber eklenerek karıştırılır. Koyulaşmaya başlayınca içine 50 gram çiğ krema, yarım su bardağı haşlanmış bezelye ve bir adet haşlanarak tiftiklenmiş göğüs tavuk ilave edilir. Temizlenmiş ve ince ince dilimlenmiş mantar ilavesi ile tamamlanan sos ateşten alınır ve haşlanarak hazırlanmış linguini tip makarna ile karıştırılarak maydanoz süslemesi ile servis yapılır.