9 Mayıs 2013 Perşembe

ŞARAP VE KADIN


Şarap gibidir kadın. Şarabın beyazı, kırmızısı, rozesi, kadının sarışını, esmeri, kumralı. Şarabın rengine bakılarak karar verilemeyeceği gibi, kadının da dış görünüşüne bakarak gönül verilmemeli.
Her üzümden petrus şarabı olamayacağı gibi her kadından da eş olmaz...
Şarabı belli sıcaklıkta bekletip şişesini açtığınızda, önce kokusu cezbetmeli sizi. 
Kadınıysa, doğru yerde ve doğru zamanda tanıyıp yüreğine dokunduğunuzda bakışları, gülümsemesi, samimiyeti cezbedebilmeli.
Bir kadeh şarabı kokladığınızda ayırabilmelisiniz hangi bağlarda
yetişen hangi çeşit üzümlerden yapıldığını. 
Bir kadına aşık olmaya başladığınızdaysa, bilebilmelisiniz onu aşık olduğunuz kadın yapan tüm
özelliklerini. Yüreğinde acıyacak yaralar olup olmadığını, nelere hüzünlenip nelere sevindiğini, hangi çiçeği koklamaktan hangi şarkıyı dinlemekten haz duyduğunu bileceksiniz.
Sonra, bir yudum içtiğinizde şaraptan, dudağınızda kalan tat ile damağınızda kalan tadı ayırt edebilmelisiniz. Dudağınızda kalan tat, yani ilk hissettiğiniz, çok daha ön yargılı ama geçici olacaktır. Damağınızda kalan tat ise, daha iyi analiz edilmiş, ayrıtılmış, daha çok duygularınızla algılanmış ve kalıcı olandır. 
Tüm bu tadımlık hazların ardından şarabın bir de beyninizde yarattığı reaksiyonlar vardır.
Hafif bir baş dönmesi, hoşluk ve sakinlik. Yada felaket bir baş ağrısı, mide bulantısı. Sonuçlarda önemli elbette ama şarabı içmeden bunları hissedemeyeceğiniz gibi ilişkiyi de yaşamadan o kadının sizde nasıl etki bırakacağını da bilemezsiniz.
Ancak sadece şarabı eleştirmek de doğru değil. Mesela şaraptan önce ne yemiştiniz, nasıl bir gün geçirmiştiniz, o şarabı nerede içmiştiniz... Demek ki ilişkilerde, sizin de yaşanmışlıklarınız önemli. Birlikteliğe bakış açınız, onu nerede, ne zaman ve nasıl yaşadığınız. Bir kadını anlamak bir şarabı analiz etmek gibidir. Dünüyle, bugünüyle ve yarınıyla sizde bırakacağı tatları sevmek, yeniden onu içebilme arzusu ile yanıp tutuşmak gibidir.
Sarhoşun hep bir bahanesi vardır içmek için, o hüzünlense de içer sevinse de. Ama amacı zevk almak değildir, ne içtiği önemli de değildir. Sadece içip var olmadığı bir dünyada olmak ister kendince.Ama aşığın bahanesi olmaz amacı da mutlu olmaktır sevgiyle. 
Öyleyse;
Sevdiğiniz kadına değer verin, emek verin, yüreğine dokunun saçlarından bile önce. ..
Işığıyla,neşesiyle, kahkahalarıyla başınızı döndürebiliyorsa, gözleriyle gözlerinizi okuyabiliyorsa, sevincinizihüznünüzü paylaşabiliyorsa, O Kadın Sizin Şarabınızdır...
Ama unutmayın her üzümden petrus olamayacağı gibi her erkekten de gurme olmaz..










Hiç yorum yok:

Yorum Gönder