9 Ocak 2012 Pazartesi

SEVDİKLERİM VE PAYLAŞMAK İSTEDİKLERİM: ORHAN PAMUK-MASUMİYET MÜZESİ...


Kitaplığımda çok fazla sayıda kitap var ve hepsi benim için çok önemli. Ben bir kitap fanatiğiyim. Kitaplara dokunurum, koklarım, biriktiririm, bencillik yaparım ve birilerine vermeye kıyamam (Bu durum, tarafıma iade edilmemiş kitaplarımdan kaynaklanan acı tecrübeler sonucu verilmiş bir karardır).
Birden fazla okuduklarım vardır içlerinde, eski-yeni olarak ayırt etmem, veya bir kitap seçer ve alırım ancak zamansızlık nedeniyle okumaya başlayamam ve bazen senelerce bekletirim. Buna gecikmeli okuma diyebiliriz çünkü o, muhakkak okunacaktır. Bazen de çok sevdiğim bir yazarın yeni bir kitabının çıktığını duyarım ve heyecanlanırım. Kitabı alırım ama başlamaya kıyamam, çünkü bitmesini istemem, e-kitap yaygınlaştıkça karalar bağlarım, okurlar kağıda temas etmeden ne yapacaklar diye onlar adına dövünürüm. Böyle de dengesiz bir ruh durumu yani... 
Masumiyet Müzesi de uzun süredir kütüphanemde beni beklemekteydi. Nihayet geçen kış zamanı geldi ve elime aldım. Roman, tasvirlerin çok uzun ele alındığı bir dile sahip. Sadece bir nişan sahnesinin detayları tam 50 sayfa anlatılmış. Ancak bu detaylar beni tuhaf bir şekilde kendisine bağladı. Romanın şekillendiği seneleri yaşamış ve hatırlayan bir okur olarak belki bu lezzet beni sarmaladı, belki karakterlerin gerçekten yaşamış olduklarını düşünmek heyecanlandırdı, bilemiyorum... Orhan Pamuk her ne kadar hayal ürünü bir konu olduğundan bahsetse de ben tüm iddiam ile, olayın gerçek bir olay olduğu yönünde israrcıyım. Bu denli zekice detaylandırılmış bir öykü, "yaşanmadan anlatılamaz". Bence romanın kahramanı "Kemal Bey" günümüzün tanınabilecek bir ailesine mensup ve sansasyonel bir açıklamada bulunma zorunluluğundan kaçınmak için olay "kurgu imiş" gibi veriliyor.   
Orhan Pamuk bu roman üzerinde altı yıl çalıştı.
 Masumiyet Müzesi yalnızca bir roman değil. Pamuk’un yıllardır kurmaya çalıştığı bir müzenin de adı. Bu müzede Pamuk’un âşık kahramanı Kemal’in sevgilisi Füsun’un dokunduğu eşyaların koleksiyonu sergilenecek. Bu müzenin kurulması da romanın bir parçası. Pamuk, romanı yazarken dünyanın pek çok müzesinde günlük hayat eşyalarının nasıl sergilendiğini araştırdı.

                Masumiyet Müzesi’ni okurken yalnız aşk hakkında değil, evlilik, arkadaşlık, cinsellik, tutku, aile ve mutluluk hakkındaki bütün düşüncelerinizin derinden etkilendiğini ve kitabın rengârenk dünyasından hiç ayrılmak istemediğinizi göreceksiniz. 1975’te bir bahar günü başlayıp günümüze kadar gelen İstanbullu zengin çocuğu Kemal ile uzak ve yoksul akrabası Füsun’un hikâyesi; hızı, hareketi, olaylarının ve kahramanlarının zenginliği, mizah duygusu ve insan ruhunun derinliklerindeki fırtınaları hissettirme gücüyle, elinizden bırakamayacağınız ve yeniden okuyacağınız kitaplardan biri olacak.

2 yorum:

  1. Öyle güzel anlatmışsınızki hemen alıp okumak istiyorum.Keyifli paylaşımlarınız için teşekkürler..

    YanıtlaSil
  2. Emin olun keyifle okuyacaksınız...:))

    YanıtlaSil