2 Mayıs 2010 Pazar

ALAÇATI


Bugün özgün tarzı ile gerçek bir fark yaratan Alaçatı, tarihçesi hayli eskilere dayanan bir yerleşim bölgesi.

16 y.y'da Anadolu'nun dış ticaret kapısı Çeşme yöresiydi. Özellikle Cenevizli tüccarlar Çeşme'nin karşısındaki Sakız adasına yerleşmişlerdi. Sakız Adası 1556 'da Osmanlı'ların eline geçince Çeşme ticari üstünlüğünü; o döneme kadar yalnızca Batı Anadolu ürünlerinin satıldığı, küçük bir ticaret merkezi olan İzmir'e kaptırdı. Anadolu'nun başlıca ipek üretim merkezi olan Bursa yöresinin ipekleri eskiden Çeşme yoluyla Sakız adasına gönderilirken tüm ticaret merkezi İzmir oldu

1850'li yıllarda Güneyi bataklık olan Alaçatı; zamanın Sadrazamının “Bataklığı kurutun!” buyruğuyla Alaçatı'nın Güneyindeki tabii limana ulasan bir kanal açılır. Ovalardan büyük hendeklerle drenaj sağlanarak bataklık kurutulur. Açılan kanal daha sonraları gemilerin yanaştığı bir liman olur. Bu çalışmaya zamanın mimarı Hacı Memiş Ağa önderlik eder ve adalardan imar işinde çalışmak üzere Rum işçiler getirtir. Gelen Rum işçiler Alaçatı Limanının 1000 m kuzeyinde yeni Alaçatı'yı inşa ederek yerleşirler. İşleyebilecekleri tarlaları olmadığı için, büyük toprak sahibi Türkler tarlalarını tesis edip işletmek ve bir süre sonra devretmek koşuluyla Rumlara verirler. Bir anlamda bu, yap-işlet-devret modelidir. İşletme sahibi Rumlar Alaçatı'da bağcılığı geliştirirler.

Türlü değişimler yaşamış Alaçatı’nın bugün geldiği nokta tamamen spor, yöresel yerleşim ve turizm ağırlıklı tarz bir yaşamdır.

1 yorum:

  1. fotoğraflar o kadar cezbedici ki insanı içine alıyor ......

    YanıtlaSil